Bir seçim sürecinin daha sonuna geldik. Son iki aydır, önce yerel seçim aday adayları ile sonra da seçimlere bir aydan az bir süre kala belirlenen adaylarla yatıp kalktık. Ve beklenen gün geldi...
Yarın dananın kuyruğu kopuyor. Özellikle son bir aydır sizlere elimden geldiğince gerek Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını, gerekse ilçe Belediye Başkan adaylarını tarafsız gözle parti ayırmaksızın yazmaya çalıştım.
28 Mart seçimi bence İzmir için tarihi bir önem taşıyor. İzmir ve İzmir'li olarak değerimizi bu seçim süresince daha iyi anladık. İzmir'de olay AKP, CHP savaşına dönüştü. AKP, İktidar partisi olmanın verdiği rahatlıkla adaylarına iktidarın nimetlerini sundu. Genel Başkan, bakanlar düzeyinde İzmir'e taaruzda bulundular. Hatta bu da yetmedi, Maliye Bakanı Unakıtan İzmirliler'e "bizi memnun edin, biz de sizi memnun edelim" dedi.
NEDEN BU KENT?
Bu sorunun cevabını artık hepimiz biliyoruz. Bundan böyle "Nerelisiniz?" sorusunun cevabını daha bir üstüne basarak gururla söyliyeceğim; "Doğma büyüme İzmir'liyim."
Dışarıdan gelen göçlerle İzmir'in çehresi çok değişti belki ama İzmirliler dışarıdan gelenleri kendi içlerine almayı, onları kendilerine benzetmeyi başardılar. Yani ortada bir doku uyuşmazlığı hiç bir zaman olmadı. Olan kadarı ise hiçbir zaman İzmir'in özüne zarar verecek boyuta ulaşmadı, ulaşamadı. İzmir'in İzmirliler'in kendilerine göre mahremiyeti, cazibesi vardır. Laiktir, moderndir, çağdaştır, kadınları kızları özgür ve güzeldir.
Erkekleri biraz maço, ama yine de kadınına saygılıdır. Kadınının özgür ruhununu sever. Yıllardır ayağınızda şortunuzla İzmir'de çağdaş bir kadın olarak Karşıyaka sahilinde, Kordon'da yürüyebilirsiniz. Bir kişi de dönüp yan gözle bakmaz, rahatsız olmazsınız.
İzmir bir süredir yeni liderini arıyor. İzmir'i İzmir'liyi taşıyabilecek liderini... Bu öyle hafif bir yük değil, hele bu devirde... Bir de üstünde bu kadar göz dikilmişken...
(E) ŞIKKI YOK
Oy verirken ne yazık ki önümüze sunulan şıklardan birini kullanmak zorundayız. Keşke bir (E) hiçbiri şıkkı olsa. Ama yok... Bu yüzden özellikle bu seçimde mutlaka oy kullanmalı ve de çok iyi düşünüp taşınarak karar vermeliyiz. Aylardır çeşitli sözler dinledik, hatta uyarıldık...(!)
Yıllardır ihmal edilmiş bir şehir olarak şımartıldık. 29 Mart sabahı İzmir'in lideri uyandığında seçim öncesi verdiğim sözleri, vaatleri tutmalıyım endişesiyle uyanacağını bilmeli. Seçmen artık bilinçli, cezasını sandıkta vermeyi çok iyi biliyor.
28 Mart yerel seçimlerinin hazırlık süresi siyasi partilerce genel seçim havasında geçti. Yerel seçim sonuçlarının Türkiye genelini yansıtacağı görüşündeler. Sonuçları hep beraber göreceğiz. Oyları bölmeden, bilinçli olarak kullanmakta fayda var.
Haydi İzmir sandığa... Ama dikkat! İzmir olarak çok ince biz çizgideyiz...