YENİ ASIR

Türkiye ve ABD


31 Ocak 2005

Son zamanlarda aklıma takılan konuların başında Amerikan TV dizilerinde Türkler'in terörist, şeriatçı olarak gösterilmeye başlanması geliyor. Anımsayın seksenli yıllardan itibaren Amerikan filmlerinde, dizilerinde yıllardır kimler terörist olarak gösteriliyor: Arap asıllılar ve dolayısıyla İslami terör.
Amerika birilerini düşman ilan etmeden önce medyada ya da kurgusal -dolaylı- olarak halka kötü tanıtılıyor. Sonrasında olay siyasi boyuta ulaşıyor. Komplo teorilerine çok inanmak istemem fakat bazı olayların da tesadüf olmadığı gerçek.

EN GÜZEL ÖRNEĞİ PKK'DIR
İslami terör yok diyemeyiz, fakat altını deştiğinizde Amerika'nın düşman ilan ettiği bir çok örgüte zamanında gizli, saklı yardım ettiğini, silah verdiğini veya koruduğunu görürsünüz. Bunun en güzel örneğini PKK ile yaşamadık mı? Kameralar önünde terörist ilan ettiklerini, politik müzakerelerde nasıl korumaya çalıştıklarını, uçaklardan yardım malzemeleri attıklarını yaşamadık mı? Kuzey Irak'ta egemen yapmaya çalıştıkları Kürtler karşısında en büyük engelin Türkiye olduğu bir gerçek. Oradaki ABD politikalarıyla çatışmalarımız, ABD'ye bize karşı gereken önlemini aldıracaktır belki de aldırmıştır. Genelkurmayın geçtiğimiz hafta yaptığı "Kerkük şu an için en önemli sorunumuzdur" açıklaması ne yazık ki CHP Kurultay kavgası yanında gündeme oturmadı. Esasında tüm bu olayların sorumlusu ülkemizde ulusal ruhun eksik olması.
Kuzey Irak'ın ABD'nin istediği şekle girmesi için en önemli unsurun bizim onların politikasını onaylamamız olduğu, yoksa bu bölgenin sürekli bir gerginlik içinde yaşayacağı gerçeği ortadadır. Onaylamamamız halinde, ABD çıkarlarına sorun olabilecek ülke olarak İran ve Suriye'nin yanında Türkiye'yi de göstermesi uzak bir ihtimal değildir. Bizim Rusya ve Şangay Beşlisi'ne yakınlaşmamız da Amerika'nın aklını karıştırmaktadır. Türkiye olarak ABD'nin buradaki politikalarını onaylamamız şu an için mümkün değil.

SARIGÜL NASIL KAKTÜS OLDU?
CHP Kurultayı boş yere günlerdir gündemimizi meşgul etti. Çünkü sonuç baştan belliydi. Sarıgül'ün şansının olmadığını ben dahil, bir çok medya mensubu yazdı çizdi. Mustafa Sarıgül CHP Genel Başkanlığı'na kesinlikle hazır olmadığını bu kurultayda ispatladı. Her iki tarafın konuşmalarını da dinledim. Zamanında seçim döneminde Baykal'ın Sarıgül'e yaptığı övgülerin ve uzatılan güllerin bir anda Baykal tarafından nasıl kaktüse dönüştürülüp sunulduğuna şahit oldum. Bence bu kurultayda her iki taraf da yara aldı. En büyük yarayı ise CHP aldı. Kazanan kim mi oldu? Tabi ki AKP...