YENİ ASIR

Sıfır puan ve eğitim sistemimiz


02 Ağustos 2004

Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ son birkaç yıldır her yıl artan oranda, üniversite seçme sınavına giren öğrencilerin aldığı, sıfır puan üzerine bir araştırma ve çalışma yapmış.
Bakın neler söylüyor; "Geçen yıl 26 bin 448, bu yıl da 32 bin 177 öğrenci sıfır puan almış. Gelecek yıl bu sayı artarsa şaşmam. Pekala ne oluyor da 30 binin üzerinde öğrenci 18 yaşına kadar ailenin ve devletin eğitime ayırdığı bunca emeğe karşın sıfır puan alıyor? Bunun sorumlusu yok mu? Geçen yıl da aynı soruyu sorduk. Muhatap yok!. Bir de sınava giren 1 milyon 786 bin 693 öğrenciden sıfır puan civarında gezen düşük puanlı kaç yüz bin öğrenci var.

YARIŞ ATI GİBİ
Her yıl üniversiteye giren öğrenci sayısındaki artış yanında ailelerin ve çocukların geleceğe yönelik umutları da artmakta ancak aynı şekilde hayal kırıklıklarının sayısı da her yıl hızla artmaktadır. Her sınav sonrası artan dershane hazırlıkları, kurslar ve özel öğretmenler, geliri sınırlı olan ve çocuklarını okutmak isteyen aileleri perişan etmektedir.
Orta öğretimin en önemli sınavlarından olan Lise Giriş Sınavı'nda da 64 bin öğrencinin sıfır puan alarak tarihin en yüksek sıfır puan rekorunu kırdık. İlk ve orta öğretimde genel başarı durumuna bakıldığında tüm derslerde yıllar itibarı ile başarının giderek aşağı düştüğü görülmektedir. Bu süreç üniversite eğitimine kadar koordineli olarak yansımış bulunmaktadır.
Bunun en büyük suçlusu ilk öğretimden başlayan ezbere ve test sistemine dayalı eğitimdir. Öğrenciyi bir yarış atına dönüştüren dershane, kurs gibi para tuzaklarıyla desteklenen bu sistem eleştirel düşünce, analiz, sentez, dil bilgisi, bilgiye ulaşma, bilgiyi özümseme yetilerinden yoksun üniversite adayları yaratmaktadır. Tek tek başarılı öğrenciler ilk ve orta öğretimdeki yirmi milyon öğrencinin genel durumunu yansıtmaktan uzaktır. Hafta içi okul, hafta sonu dershane gibi bir eğitim sistemi dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bunalan öğrenci bilgiyi öğrenmenin en kolay yolu olan ezberi seçerek durumunu kurtarmayı seçmektedir. Üniversitede yapılan sınav ve gözlem sonuçları iyi eğitim kurumları olarak bilinen Fen ve Anadolu Liseleri'nden gelen öğrencilerin kavrama yönünden başarılı fakat ifade etme ve yazma konusunda yetersiz olduğunu göstermektedir.

PROGRAM ESKİ
Mevcut müfredat programı çağdaş bir hale dönüştürülmeden, öğrenciyi okulunda (dershanede değil) üniversiteye ve sınavına hazırlayacak bir şekle sokulmadan hiçbir sorun halledilemez."
Prof.Dr.İbrahim Ortaş'ın düşüncelerinde buraya kadar katılmadığınız nokta var mı? Günlerdir çevremde "Ağustos ayı geldi. Bu ay çocukların dershanesi başlayacak" diye kendi aralarında konuşan velileri duyuyorum. Bir çoğunun çocuğu 7.veya 8.sınıfa geçmiş,veya bu yıl üniversite sınavına girecek. Daha şimdiden bu yaz sıcağında sınav maratonuna ailece psikolojik olarak başlamışlar. Hesap, kitap yapıyorlar. Bugün onlar, yarın biz... Sistem bu şekilde kurulmuş ve birilerinin çarkı böyle dönüyor. Bir yerlerde hata olduğu kesin,bu düzene dur diyecek merci aranıyor...!