YENİ ASIR

Resimlerin anlattıkları


11 Mayıs 2005

Bazı resimler tüm gerçeği ortaya koyar. Üzüntüyü, sevinci, pişmanlığı, yalancılığı, kararlılığı, tereddütü... Pazar sabahı gazetelerde gördüğüm resim de bunlardan birisiydi. Anneler Günü sabahı bir hastane örtüsü üzerine sıralanmış yedi adet cenin. Önce gözlerime inanamadım. Böyle bir günde gazetelerin ön sayfasında yer alan böyle bir fotoğraf dehşet vericiydi. Ancak bir Tıp Kongresi'nde slayt olarak sunulabilecek bir görüntü ön sayfadaydı. Düşündüm böyle bir davranışa ne tür bir düşünce şekli izin verebilir diye. Reklam mıydı, yoksa bir daha olabilecek yediz hamileliklerde annelere ders olsun diye miydi? Olayın öncesinin kamuoyuna yansıtılmasını, hastane adını taşıyan örtüyle bağdaştırdığımda ortaya tek sonuç çıkıyordu: Reklam.
Daha doğrusu kötü bir pazarlama. Dilimizde yer alan en kötü tanımlamalardan birisi 'reklamın kötüsü olmaz'dır. Kitleleri küçümseyen, aptal katına indirgeyen bir tanımlama. Ve bu tanımlamaya esir düşmüş bir resim. Bir kez düşünün hangi doktor bu güne kadar tedavi ettiği hastasının vefatından sonra cesedinin baş ucunda resim çektirmiştir?
Özel hastane rekabetinde pay kapma yarışıysa yere batsın böyle yarış. Etik olarak bir doktor gerçekleşmesi imkansız bir müdahaleye girişmez. Hastasını ikna edemezse diğer meslektaşlarından yardım ister. Hastanesinin iki kilometre uzağında yer alan Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden konsültasyon istenebilir, gerekirse Bilimsel Kurul kararına başvurulurdu.
Bu annenin bilimsel doğrular ışığında hareket etmesi bir şekilde sağlanırdı. Baktı olmuyor o zaman gecikmeden "Ben sizin bu kararınıza bilimsel olarak karşıyım, kararınızın sorumluluğunu alamayacağım doğumunuzu başka bir kurumda gerçekleştirmenizi istiyorum" diyerek kendisi için doğru olanı yapardı. Acil olmayan durumlarda doktorun da hastasını seçme hakkı vardır.
Daha sonra annenin resmini gördüm. Yüzündeki buruk gülümsemeyi, ben ne yaptım dercesine bakışını gördüm. Yaptığı hatanın farkındaydı. Tıp tarihinde gerçekleşmemiş bir doğumu zorlamak ona hiçbir şey kazandırmamıştı. İnadın ancak bilimin gösterdiği yönde olursa olumlu bir sonuç verebileceğini anlamıştı. Bu tür bir doğum girişiminin durdurulamayan kanamaya yol açarak kendi yaşamına bile mal olabileceğini anlamıştı. Yaşadığına şükrediyordu belki.

Partide gergin bekleyiş
DYP Ankara İl Başkanı Bülent Kuşoğlu ile görüştüm. Bir dertli ki sormayın. Geçen hafta ilçe başkanlarını toplayarak toplantı yaptığı esnada Ankara ekibinden bazı kimseler hoş olmayan bir şekilde toplantıya gelerek toplantıya müdahele etmişler. Kuşoğlu; "14 Mayıs'taki kongrede GİK üyelerinden 35'i değişip asıl değişmesi gereken 5 kişi değişmezse partinin vitrini asla değişmez. Burada Genel Başkan'ımız Mehmet Ağar'ın çok iyi karar vermesi gerekiyor" diyerek düşüncelerini aktardı. Bu beş kişi mi? Sanırım Genel Başkan dahil herkes isimleri biliyor...

YENİ ASIR İNSAN
Bugun Haber Bulunmamaktadır.