Biz Türk milleti kendi kendimizi haklı konumdayken haksız duruma düşürmeyi, mağdur yaratmayı çok iyi biliyoruz. Leyla Zana ve arkadaşları örneğinde olduğu gibi... Hiçbir şeyi tadında bırakmıyoruz. Gelin Leyla Zana'nın şu an an düştüğü durumun sebeplerini tekrar hatırlayalım.
Leyla Zana 1961 yılında Bahçe-köy adlı, 7-8 haneli küçük bir mezrada dünyaya geldi. 14 yaşına geldiğinde babasının teyze oğlu Mehdi Zana'yla evlendirildi. Bir yıl sonra da Diyarbakır'a taşındılar. Ronay adında bir oğlu olan, okuma yazma bilmeyen bir çocuk gelindi artık. Ertesi yıl, Mehdi Zana, Diyarbakır Belediye Başkanı seçildi. 12 Eylül darbesinden sonra da tutuklandı.
Leyla Zana'nın hapishane hayatı başlamıştı. Yıllarca Diyarbakır, Afyon, Aydın, Akşehir cezaevlerini ziyaret ede ede Türkçeyi öğrendi. Cezaevi kapılarında kendi gibilerle tanıştı. Politik bir kimlik edinmeye başladı. Ama önünde en önemli iki zorluk vardı: Kadındı ve Kürt'tü.
VEKİL SEÇİLDİ
Milletvekili seçildiğinde Nuriye Akman'la yaptığı bir söyleşide, "Sizi tanımayanlara Leyla Zana'yı nasıl anlatırsınız?" sorusuna, "Kendime önce insan sonra Kürt olarak bakıyorum" demesi, yazarın, "Kendinizi Türk hissetmiyor musunuz?" sorusuna da, "Hayır, kesinlikle. Türkçeyi 1984'te cezaevi kapılarında öğrendim. Ben sonuna kadar Kürt'üm. Anam tek kelime Türkçe bilmiyor. Sen kendini Kürt olarak hissedemiyorsan, ben de öyle, Türk hissetmiyorum. Ama Türk halkına da sıcak bakıyorum. Hepimiz insanız. Ama bugün zor altında, cop altında olan bizleriz" sözleri kıyametin fitilini ateşledi.
Meclis Başkanı Cindoruk, onu istifaya davet etti. DGM Başsavcısı Demiral, "Türkiye'de ne işi var öyleyse?" diyerek tepkisini dile getirdi.
10 YILDIR HAPİSTE
Yine aynı söyleşide, Dilimiz kültürümüz farklı, "ama bunlar yüzyıllardır iç içe yaşamamıza engel olmamış" diyen yazara, Zana, "Ama nasıl bir yaşantı? Köle gibi, sefil, yok olmayla yüz yüze bir yaşantı. 80 sonrası yaşadığım olaylar bana, 'Neyim, kimim?' sorularını sordurdu. Ben her şeyden önce insanım ve insan gibi yaşamak istiyorum. Oysa bize hala 'barbar, vahşi Kürt' muamelesi yapılıyor. Sürekli kafanıza cop yeseniz, elektrik tellerine bağlansanız, ortalık yerde çırılçıplak soyulsanız, devamlı aşağılansanız kendinizi nasıl hissederdiniz?" cevabını vermişti.
Gerisi malum... Zana ve arkadaşları 10 yıldır hapisteler. DGM ikinci kez hepsine 15'er yıl daha ağır hapis cezası verdi. Türkiye'de mağdurların hep baş tacı edildiğini canlı örneklerle yaşadık. Yine tüm şimşekleri üzerimize çekerek yeni mağdurlar yaratıyoruz... Hiçbir şeyin ayarını tutturamıyoruz...