YENİ ASIR

Konuşan gazete "Yeni Asır"


21 Mayıs 2004

Gazetemizin dünkü manşeti, İzmir'de yatırımlarına izin verilmeyen işadamlarımızın isyanını yansıtıyordu. Bu isyanın sebebi ve amacı ne? İzmir'i hem coğrafi konumuna hem de yaşayan halkına layık bir kent haline getirebilmek. İzmirli işadamını, yatırımcıyı başka şehre, özellikle İstanbul'a kaçırmamak. Yıllardır tamamlanmayı bekleyen yatırımlar, hala daha sorun yumağı olarak çözüm bekliyorlar.

PİRİŞTİNA ÇÖZEBİLİR
Sayın Piriştina'nın Belediye Başkanlığı koltuğundaki 2'inci dönemi. İzmirli işadamı ve yatırımcı çözüm bekliyor. İlk dönem iş çevresiyle arasında soğukluk olan Piriştina işadamlarının İzmir için yapmaya çalıştıkları yatırımlarda karşılaştıkları bürokratik engellerin önünü açmalarına yardımcı olarak ilişkilerin ısınmasını sağlayabilir. Küçükbay Grubu, Özgörkey Grubu, Gürel Ailesi, Güçbirliği Holding, oda başkanları yatırımların engellendiğini ve çözüm önerilmediğini söylüyorlar.
Dünya Ticaret Merkezi İzmir'in ortasında kocaman bir çukur olarak 6 yıldır duruyor. İzmir'e otel yapmak isteyen Küçükbay ve Özgörkey Grubu çeşitli sebepler yüzünden engelleniyor. İzmir'e beş yıldızlı otel kazandıran Özdilek, yatırımını oldukça zorlanarak gerçekleştirmişti. Şimdi ise İzmir'in gurur simgesi oldu.
İzmir'de hala çok büyük bir otel açığı var. Kongre, turizm, fuarlar, liman kenti olmak istiyoruz. Tüm bunların gerçekleşebilmesi için çeşitli projelerin hayata geçirilmesi ve bürokratik engellerin aşılması gerekiyor.

TAKİP EDİYORUZ
Yeni Asır söylemese de Sayın Piriştina bunların bilincinde. Gazetemiz uzun zamandan beri sadece haber veren bir araç olmaktan çıkıp, tamamen bölgenin, İzmir'in sorunlarını dile getiren, sorunların üstüne giden, hatta çözüm bulunup sonlandırılana kadar işin peşini bırakmayan, konuşan bir gazete oldu.
Amaç bölgemizi, İzmir'i layık olduğu yerde görmek... Neden İzmir, Türkiye ekonomisinde, turizmde, sanayide istenilen konuma gelmesin? Sırada verilen sözlerin tutulması var. Takip ediyoruz...

Gereksiz gerginliklere devam
19 Mayıs törenlerini izlemek için 'yine ne olay çıkacak acaba' gerginliği ile ekran karşına geçtim. Elimde bir papcornum eksikti. Çünkü artık tahmine gerek yok, mutlaka yine her bayram seyranda olduğu gibi gereksiz gerilecektik.
Tabii ki yanılmamışım. Ankara'da 19 Mayıs törenlerinde bir İmam Hatip Okulu öğrencisi gençliğin Ata'ya cevabını okuyor. Kimi alkışlıyor, kimi alkışlamıyor. Sebep, öğrencinin okulu... Peki ya okumasaydı, daha mı iyiydi? Bazen neye bozulup neye bozulmamamız gerektiğinin dozunu kaçırıyor gibiyiz. Hiç olmazsa çıkıp ortak değerlere, Atatürk ilkelerine sahip çıktıklarını kendi ağızlarıyla mecburiyetten de olsa okudular.
Bu arada iki türbanlı kadın protokole yanlışlıkla oturmaya kalkınca ortalık karıştı. Burada türbanlıların mazereti değil, verilen tepki önemliydi. Apar topar görevliler tarafından uzaklaştırıldılar. Olay çıkmasını bekleyen kameralar ve haber kanalları defalarca bu sahneleri gösterdiler. 30 Ağustos Zafer Bayramı'na kadar rahatız. Arada gerilmemizi gerektirecek başka bayram seyran yok.
Ne yapalım böyle başa...