YENİ ASIR

İşler yolunda!


01 Mart 2004

Bazı gazeteler öylesine pembe bir tablo çiziyorlar ki ülkemizde her şeyin yolunda gittiğini sanıyor insan. "minnacık" benzin zammı yapılıyor, ardından da hükümet yetkilileri çıkıp' bu kadarcık zam kimseyi etkilemez 'diyebiliyor. Cebinden daha fazla para ödeyen nasıl etkilenmez, nasıl memnun olabilir, bunu lütfen birisi açıklasın.
Hükümet yaptığı en iyi işlerden birisi olarak, devlet hastanelerini SSK hastalarına açmasını gösteriyor. Lütfen gidin sabahın erken saatlerinde bir devlet hastanesinin koridorlarına göz atın. Bağkur, Emekli Sandığı, Yeşil Kart hastalarına eklenen SSK hastalarının uzattığı kuyruklardan koridorlarda adım atmanız mümkün değil. Kuyruklarda kızgın, itişen, öfke kusan insanlar var. Devlet hastanelerinin kapasitesini aşan bu kalabalık karşısında tüm çalışanlar çaresiz durumda.

1 DOKTORA 70 HASTA
Polikliniklerde bilgisayar ekranında 70 hastaya bakması gerektiğini gören doktor zamanla bir yarışa girişiyor. Dünya Sağlık Örgütü, bir hastanın muayene süresini ortalama 20 dakika olarak saptamış. 8 saatlik bir mesai, hiç ara vermeden 480 dakika. Fakat bu kadar hastanın muayenesi için gerekli olan süre 1400 dakika. Hastaları muayene etmeden göndermemek isteyen doktor hızlı çalışmak mecburiyetinde. Doktorun bu durumda hata yapma olasılığı artarken, hastalar da haliyle baştan savıldıkları duygusuna kapılıyor. Bu durum karşısında istemeden hasta ve doktor arasında gergin durumlar ortaya çıkıyor. Hasta sayısı artarken değişmeyen yatak sayısı karşısında artık devlet hastanelerinde de ameliyat randevuları çok ileri tarihlere verilmeye başlandı.

ECZANE SORUNU
SSK hastalarının reçetede yazan ilaçları alabilmeleri ise ayrı bir sorun. İzmir genelinde hastane dışında sadece dört eczane SSK ilaçlarını veriyor. Yazılan ilaç hastane eczanesinde bitmişse yandı gülüm keten helva... Hastanın veya yakınlarının gücü yetiyorsa dolaşsın dursun. Doktorlar bir misli artan iş hacmine rağmen aynı maaşa talim ediyor. Sevgili Başbakan, hakkını isteyen doktorları delikanlı üslubu içinde yakarım şeklinde tehdit ediyor.

Aile bütünlüğüne ne oldu?
Son duyduğum bir haber tüylerimi diken diken etti. Artık öğretmen, polis, hakim, doktor gibi kamu görevlilerinin eş durumundan tayinini kaldıran kanun değişikliği hazırlanıyormuş. Aileye, maneviyata bu denli değer veren bir hükümet aile parçalanması için kanun hazırlıyor. İnanılacak gibi değil. Kars'a tayin olan öğretmenin aynı meslekten olan eşi aynı kentte çalışamayacak. Aile bütünlüğü ne olacak? Bunun hükümete getireceği artı nedir?
İşler gerçekten medya kulelerinden gözüktüğü gibi değil. Halkın arasına inmekte fayda var. Muhalafetin olmadığı, çok satan tüm gazetelerin manşetlerde eleştir(e)mediği bir hükümet yaptığı hataları fark etmemeye mahkum. Manşetler överken, iç sayfalarda eleştiren birkaç köşe yazısının çıkmasını kimse önemsemiyor.
Bol bol övmek, gerçeklerden kaçmanın en tehlikeli şeklidir.