Çarşamba günü köşemde, İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Hakkı Berksü ile yapmış olduğumuz uzun sohbete yer vermiş, faydalı bilgiler edindiğimi söylemiştim. Çarşamba günü yerimin sınırlı olmasından dolayı ancak Berksü'nün açıkladığı, AKP-CHP koalisyonunun gerekçelerini yazabilmiştim. Bugün ise, benim de yeni öğrendiğim İl Genel Meclisi'nin bazı çalışmalarını sizlere aktarmak istiyorum.
Hatırlarsanız 28 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde, bütün gözler belediye başkanlıklarına çevrilmişti. Partiler belediye başkanlığı için aldıkları oy oranlarını öne çıkararak, seçimleri kazanıp kazanmadıklarını tartıştılar. Bu tartışmalar esnasında, özellikle belediye başkanlığı seçimini kaybeden partililer, "Ama İl Genel Meclisi seçimlerinde, şu kadar oy aldık" şeklinde, savunma yaptılar. Peki, partilerin çok önem verdiklerini söyledikleri İl Genel Meclisleri nedir, ne iş yapar? Haklarında ne biliyoruz?
Ne işle uğraşırlar?
4 Mart 2005 tarihinde, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni tasarı ile, İl Genel Meclisleri yetkiyle donatılarak, bir nevi yerel parlamento hüviyetine kavuşturuldu.
Bilindiği üzere, il belediyesi il merkezinin sınırları içinde; ilçe ve belde belediyeleri de, kendi sınırları içinde hizmet üretirler. Bu hizmetler su, kanalizasyon, bahçe, park ve çöp gibi hizmetlerdir. Başta eğitim, sağlık gibi alanlarda belediyelerin yetkileri yok. İşte belediyelerin dışında kalan hizmetlerin üretilmesi, kırsal alanda İl Genel Meclisleri'nce yapılır. Kırsal alanda yaşayanlar, bu kurumun önemini ve gerekliliğini yakından biliyorlar. Çünkü, onlara bir tek bu kurum hizmet getiriyor.
FAYDALI PROJELER
Bakın Berksü çalışmaları hakkında neler anlattı; İl Genel Meclisi, belediyelerin olmadığı alanlara hizmet veriyor. Geçtiğimiz bir yıl içinde, İzmir'e çok güzel hizmetler verdik. İzmir için son derece olumlu projelere imza attık. İl Genel Meclisi ve Özel İdare ile ilgili toplum, yeterince bilgi sahibi değil. Ürettiğimiz çeşitli projeler var. Örneğin, Bergama Kozak Kaplan Köyü ve Karaveliler Köyü, Orman Yasası çerçevesinde, köy tüzel kişiliğine bozuk orman alanı kiralamışlar.
Buraya çam fıstığı ekmişler. 8-10 yıl içinde ürün veriyor. Borsada kilosu altınla eş değer tutuluyor. Köyün bir dolmuşu, bir kepçesi ve kasasında 500 milyar parası var. Köylü kaymakama makam odası hediye etmiş. Köy bizden para istemiyor, çünkü kendi sorununu çözmüş. Şimdi bu projeyi İzmir'e yaymayı düşünüyoruz. Bir de mantar meşesi ağacı projemiz var. Bu ağaçtan şişe mantarı elde ediliyor. Torbalı fidanlığımızda fidanları üretiliyor. Bu ağaç tam İzmir havası istiyor. Tüm İzmir'e dağıtacağız. Ayrıca Seanen keçisi diye bir ırk var. Sütü ve üremesi çok hızlı olan bir ırk. Dikili'de çalışmalar başladı. Bunları da köylerimize yaymayı planlıyoruz.