TCDD'de örgütlü olan Birleşik Taşımacılık Sendikası, 15 Mart 2004'te "Hızlı tren mi? Faciaya Davet mi? Önce Güvenlik" konulu bir değerlendirmeyle alt yapı ve teknik eksikleri gidermeden sürat artırma konusunda hükümeti uyarmış. TCDD' yi "alt yapı ve işletme", çalışanları ise "yolcu ve yük "adı altında bölmeye çalışan ve atamaları ona göre yapan AKP hükümetine demiryolu ulaşımının bütünlüklü bir hizmet olduğunu anlatmaya çalışan BTS'nin uyarıları ve önerileri şöyle olmuş;
40 BİN ÇALIŞAN
* Yeniden yapılandırma çerçevesinde 40 bin çalışanın yarısının işten çıkarılması yada zorla emekli edilmesi, demiryolunun tasfiyesi anlamına gelir.
* Dünya Bankası'nın danışman raporu gereği ilgisiz birimleri birbirine bağlamak verimsizlik getirir.
* Demiryolu güzergahları ve hattı yenilenmeli.
* Çeken ve çekilen araçlar yenilenmeli.
* Sinyalizasyon ve elektrifikasyonlu çift hat işletmeciliğine geçilmelidir.
* Kurum dışından atama yapılmamalı.
* Personelin çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
* Taşeron şirketten hizmet almanın önüne geçilsin.
İZMİR-BANDIRMA HATTI
Yukarıda ki tüm uyarılara ve uyarıların yapıldığı tarihe dikkat edelim. Şimdi de bu tarihten sonra meydana gelen ardı arkası kesilmeyen tren kazalarına, verdiğimiz kayıplara,yaralılarımıza bir göz atalım. Sonuç ortada... Demiryolu ulaşımının bütünlüklü bir hizmet alanı olduğunu göz ardı eden hükümet, "önce güvenlik" uyarılarını dikkate almayarak projelere devam ediyor. TCDD kazaların nedenlerini araştıran kurulun çalışmasını tamamlamasını beklemeden hızlandırılmış trenin Bandırma-İzmir hattına aynı alt yapı ve malzeme ile demiryolu döşüyor. İzmir'den Bandırmaya kadar 342 kilometrelik demiryolu güzergahını yeniliyor, tren yolcularını Bandırma'dan İstanbul'a feribotla taşımayı amaçlıyor. Buraya kadar güzel... Bakın Birleşik Taşımacılık Sendikası Başkanı Fehmi Kütan ne diyor;
YENİ HATLAR
"Hızlandırılmış tren için makasların,rayların değişmesi yetmez. Özellikle İzmir-İstanbul arasında kurplarda düzeltme yapılması, hat kesimlerinin değiştirilmesi ve yeni güzergahların belirlenmesi gerekir"
Anlaşılacağı üzere hükümet yine üç maymunu oynamaya devam eder, uyarıları duymazsa en güvenli ulaşım aracı olarak bildiğimiz demiryollarında daha çok kurban vereceğiz.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın; "Tren seferleri başladı, bir haftadır biletler yok satıyor. Hani tren emniyetsizdi, tehlikeliydi? Bir aksaklık çıktı. Daha nedeni belli değil. Kıyamet kopartılıyor" sözleri daha havadayken iki yolcu treni çarpıştı. Şimdi yine suçlu arayışına girecekler.
AZARLAMALAR
Ama en büyük suçlu yine korkarım medya olacak. Herhangi bir kurumda işler ters gitmeye başlayınca hemen medya suçlanıyor, 'kıyamet kopartılıyor' oluyor. Hatırlarsanız Başbakan Erdoğan Adapazarı'nın Pamukova ilçesinde hızlandırılmış trenin raydan çıkmasını günlerce gündemde tutan medyayı ağır dille eleştirmişti. Bakalım şimdi bizi nasıl azarlayacak...?