Geçtiğimiz günlerde Çiller Ailesi'nin evlerine giren hırsız gündemimizdeydi. Hırsız eve girdiğinde aile fertleri uyuyorlarmış. Kalkıp bakmışlar ki, olması gereken eşyaları yerlerinde yok. Konu üzerine dünde Hürriyet Gazetesi yazarı Bekir Coşkun çarpıcı bir tavsiyede bulunmuş; "Hırsızı görünce uyuma numarası yapacaksın."
Bekir Coşkun'un önerisire sonuna kadar katılıyorum. Çünkü ben de aynen öyle yaptım. Bir gün nasılsa hırsızlar sizi de ziyaret edecektir, çünkü Rahşan Yasası'yla memlekette ne kadar kapkaçcı, hırsız varsa bilindiği üzere ellerini kollarını sallayarak dolaşmaktalar...
GELELİM BENİM OLAYA
Bir zamanlar ben genç iken, Viyana Goethe İnsitut'a Almanca eğitimi için gitmiştim. Tüm dünya ülkelerinden öğrencilerin geldiği bir öğrenci yurdunda kalıyorduk.
Fakat gençlik işte, gezmekten derslere pek giremez olmuştum. Bir ara baktık ki, ben ve arkadaşım Meltem Viyana'da araba kiralamışız ve hafta sonu için İnnsbruck'ta okuyan arkadaşlarımızı ziyarete gidiyoruz.
Avusturya'yı pek güzel geze geze İnnsbruck'a vardık. Yaz tatili olduğundan arkadaşlarımızın kaldığı öğrenci evi ve odaları boştu. Yurt demiyorum (Almanca das Heim denmekte) çünkü oralarda özel öğrenci evleri var. Kocaman bir daire düşünün, herkesin kendi banyosu odası var, Tek ortak kullanım alanı olarak, ortada kocaman bir salon ve mutfak bulunuyor. Bizi karşılayan arkadaşımız Meltem, kalmamız için kendi odasını verdi, kendi de boş olan bir başka arkadaşının odasına geçti. İlk gün öğrenci evinde bizden ve bir Tıp öğrencisinden başka kimse yoktu. Akşam önce yemeğe, sonra oradaki gençliğin gittiği eğlence yerlerinden birine gitmeye karar verdik, hatta çıkarken arkadaşım şimdi adını hatırlayamadığım o Tıp öğrencisi genci de davet etti. Öğrenci de, "Gelmeye çalışırım" dedi ama gelmedi.
Gece yarısı eğlence faslından döndükten sonra odalarımıza çekildik. Meltem bir yatakta ben öteki yatakta, günün yorumunu yaparken uykuya dalmışız.
Gece yarısı bir ara odada bir tıkırtı duydum. Gözümü bir açtım ki, Üstündeki çizgili mavi tişörtüyle o gün tanıştığımız Tıp öğrencisi, Meltem'in çantasını karıştırıyor. Önce uyandığımı anlamaması için korkudan nefesimi tuttum, ardından en azından belki korkup kaçar diye uykuda hareket eder gibi sağdan sola dönmeye başladım. Benim uykuda hareketlendiğimi fark edince, oda kapısına doğru sessiz bir hamle yaptı.
HIRSIZ VAR!..
Bunu hissetmemle, "Meltem, uyan odada hırsız var" diyerek fırladım. Benim can hıraş bağırdığımı duyunca hırsızımız kendini odadan dışarı attı.
Bu arada Meltem olaya uyanıp, biz hamle yapana kadar Meltem'in çantasındaki 1000 Schiling uçmuştu...
Hemen polise şikayette bulunduk. Aynı gün akşam üstü kapı çalındı. Kapıyı bir açtım ki, karşımda filmlerdeki gibi bir adam elindeki kimliği göstererek "Polizei" dedi.
Sonrası sorgulama,falan filan...
Sonuçta hırsız hangi ülkede, hangi din veya ırktan olursa olsun, uyansan da "uyuyor" numarası yapacaksın arkadaş. Zarar cana geleceğine, mala gelsin...