Aslında başlığı "cennetten bir köşe" olarak atmak istedim, ama yerin adının aklınızda daha iyi kalmasını sağlamak için, kulübün ismini yazdım... Bu yaz, tatilin başlamasından bir süre önce beni kara tasalar almaya başlamıştı.
13 yaşındaki oğlumun okulların kapanmasıyla beraber tatilini yine bilgisayar ve Playstation karşında geçireceği düşüncesi, beni rahatsız ediyordu. Çünkü diğerlerini bilmiyorum ama, bu yaş grubunun tatil anlayışı bilgisayar dünyası üzerine kurulu...
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine oğlumu Marmaris Karacasöğüt'teki
Gökova Yelken Kulübü'ne yazdırdım.
Üç haftalık dönemlerle öğrenci kabul ediyorlar.
BİLGİSAYAR BELASI
Okul kapanır kapanmaz ilk döneme göndermeyi tercih ettim, çünkü bir an önce ruhunun bilgisayardan arınmasını, doğa ile başbaşa kalıp spor yapmasını istiyordum.
Seçimimde ne kadar haklı olduğumu oğlumu kampa yerleştirdiğimde anladım. 7 ile 15 yaş arası çocukların bir araya geldiği kampta tüm aileler aynı dertten, "bilgisayar belası"ndan yakınıyordu. Burası çocuklar için bağımlılıktan kurtulma yeri gibi...
Bilgisayar yok, Playstation yok, televizyon şart olmadıkça yok, cep telefonu sabah ve akşam dışında yasak.
Daha ne isterim...
Tabii, bu durum başta benim oğlanın hoşuna gitmedi ama, şimdi aldığım telefonlar ne kadar isabetli bir karar verdiğimi gösteriyor.
Kulübün bulunduğu yerde aynı zamanda ailelerin, misafirlerin kalabileceği nefis bir butik otel var.
Dağ, deniz, orman, doğa ve siz...
Fakat her güzel yerin olduğu gibi Gökova Yelken Kulübü'nün de bürokratik sorunları var. Kulübün Yönetim Kurulu üyelerinin ifadelerine göre sorunlar şöyle dile getiriliyor:
BÜROKRASİNİN AYIBI
"Türkiye'de özellikle bulunduğumuz bölgedeki bürokratik engeller Türk sporuna ve turizimine zarar veriyor. Ankara'dan destek bekliyoruz. Özel Çevre Koruma bölgesi ve doğal SİT alanı içinde bulunmasından dolayı, bölge izinsiz ve çarpık yapılaşmayla dolmuş durumda... Doğal SİT'in ve ÖÇK bölgesi olmasının amacı hiçbir şey yaptırmayıp her şeyi yasaklayan bir doğa koruması olmamalı. Böyle olduğu için vatandaşın yaptığı her ihtiyaç binası kaçak duruma düşüyor. Halbuki yerleşim bölgelerinde yapılaşma plan çerçevesinde yapılmış olsaydı, kanımızca doğa çok daha dengeli ve istikrarlı bir şekilde korunurdu. Sayıları binlerle ifade edilen izinsiz ve çirkin yapılaşmanın yanında yat turizmine ve sporuna hizmet eden böylesine elit tesislerin de zor durumda kalması bizce Türk bürokrasisinin ayıbı..."
MÜCADELEYE DEVAM
1994 yılında bölgeye talip olan Haluk Karamanoğlu, ÖÇK planlarında bölgenin yat limanı yapım noktası olduğunu öğrenince, parseli satın almış...
Dünyayı ailesiyle birlikte yelkenliyle dolaşan ikinci Türk olan Haluk Karamanoğlu, dünyanın denizci ülkelerinde gördüğü yelken kulübü butik yat limanı kavramını Türkiye'ye getirmek için yatırımlarına başlamış.
Ancak 10 yıldır sahip çıkılmamaktan, devlet büyükleri tarafından takdir yerine kösteklenmekten son derece üzgün...
Yıl 2004...
Ve bugün halen daha verilmiş olan yat limanı yapım hakkını almak için mücadele veriyor...
YENİ ASIR SİNEMA
Filmdeki Truva Atı Çanakkale'nin oluyor