Konu o kadar vahim ki, Frenkeştayn gıdalar hakkında edindiğim tüm bilgileri sizleri paylaşmak istiyorum. Yol yakınken alınabilecek tüm önlemleri ülke olarak alalım,yoksa midemizden yakında farklı sesler gelmeye başlayacak.
Dünyada genetik tarımla ilgili yasal düzenlemeler, uluslararası biyo güvenlik sözleşmesi ve Cartegana Protokolü çerçevesinde yapılıyor. Sözleşmeyi imzalayan her ülke, GDO konusunda kendi tavrını belirliyor. Avrupa Birliği'nde geçtiğimiz mayıs ayına kadar tamamen yasak olan GDO'lu ürünler, artık etiketlenmesi şartıyla satışa sunulabiliyor.
YASAL DÜZENLEME
Ülkemizde ise yasal düzenleme henüz tamamlanmış değil. GDO'lu tarıma sadece deneme amaçlı olarak izin verilirken, GDO'lu ürünlerin ülkeye girişiyle ilgili herhangi bir denetim mevcut değil. Özellikle ABD ve Arjantin'den ithal edilen mısır, soya ve bu ürünlerin kullanıldığı gıdaların GDO'lu olma ihtimali çok yüksek. Ancak ülkemizde ithalat sadece beyana dayalı olduğu için, herhangi bir denetim mekanizması da yok. Satışa sunulan ürünlerde ise etiketleme sisteminin olmaması, tüketicinin ne yediğini bilmesinin önündeki en büyük engel.
DÜNYA TARTIŞIYOR
Genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların ekimi ve satışıyla ilgili yasal düzenlemeler ülkemizde henüz tamamlanmamış. Tohum şirketleri ve ABD, Kanada gibi GDO'lu tarımı destekleyen ülkeler, açlığa çözüm, verimlilik ve ekonomik katkı tezlerini kullanırken; sayıları gittikçe artan GDO karşıtı gruplar, ekoloji ve çevre örgütleri, bazı uzman ve doktorlar da GDO'nun çevreye, insan sağlığına, tarım nüfusuna vereceği zararları tüm dünyaya anlatmaya çalışıyorlar.
Balık genli domates, tavuk genli patates, akrep genli pamuk...
Birkaç yıl öncesine kadar sadece hormonlu gıdalardan kaçınan tüketiciler olarak, bundan sonra genetik yapısıyla oynanmış; balık genli domates, tavuk genli patates, akrep genli pamuk gibi ürünlere de alışmamız gerekebilir. Etiketlenme yapıldığı takdirde, tüketicinin de market raflarında bilinçli tercih yapma şansı olacak. Şimdiden düşünseniz iyi olur, salatanızın domatesini nasıl alırsınız?
GDO'ya Hayır Platformu Sözcüsü Levent Gürsel Alev bakın neler söylüyor:
TÜRKİYE'DE GDO
- İnsanlar GDO konusunda yeteri kadar bilgili mi?
Hayır, maalesef çoğu insan bu konuda bilgili değil. Biz bütün dünyadaki GDO süreçlerini inceledik ve şunu gördük; bir ülkede GDO etiketlenerek tanımlandığında, eğer o ülkede GDO konusunda özellikle kamuoyu bilinci bakımından aydınlanma oluşmuşsa, ürün etiketle bile satılsa, tüketicinin eğilimi, ucuz olsa dahi GDO'lu ürünü almama doğrultusunda. Japonya'da GDO'lu soya fasulyesi, normal soyaya göre çok ucuz. Ama Japonlar bunu almıyorlar mesela.
- Türkiye'ye GDO'lu ürünler geliyor değil mi?
Türkiye'de GDO'nun tanımlanması konusunda problem var. Tohum ithalat genelgesinde GDO'lu tohumun ithali yasak. Ama herhangi bir GDO üreticisi şirketle, deneme amaçlı olmak kaydıyla izin veriliyor. Bildiğimiz kadarıyla, ki bu Tarım Bakanlığı'nın sayfasında var, Monsanto, Türk Delta and Pine Land ve Pioneer tohumculuğun üç üründe, pamuk, mısır ve patateste, deneme talebi var. Ve 1999'dan bu yana da yaklaşık on kadar araştırma enstitüsünde; Bornova, Nazilli, Adana, Çukurova, Harran, Niğde Araştırma Enstitüleri'nde bu deneme ekimlerinin yapıldığını biliyoruz, ama hangi çerçevede, hangi düzeydedir bunu bilemiyoruz.