YENİ ASIR

EGS'de gergin bekleyiş


19 Kasım 2004

EGS Park yatırımcıları, alacaklı adının icra dosyasında İş Bankası yerine Kasım Pırlant ve damadı Savaş Er'in kurmuş olduğu EGE Varlık A.Ş. yazmasıyla bir nebze olsun rahatladılar. Fakat yine 23 Kasım'dan itibaren ihaleyle satışa çıkacak olan dükkanları için endişe duymaktalar.
EGS'yi almak istediklerini söyleyen Savaş Er; "İzmirliyiz, bu sebeple yatırımlarımıza İzmir'den başladık. ABD'de 12 alışveriş merkezimiz var. Alışveriş merkezlerinin yönetim şeklini çok iyi biliyoruz. İş yeri sahiplerinin hiç bir endişesi olmasın. Kiracılara zarar gelmeyecek şekilde hareket edeceğiz" dese de, kolay değil... Kiracıların tümü gergin bir bekleyişe girdiler. Çünkü ihale süresince yeni süprizlerle karşılaşabilirler.

YATIRIMCI SORUYOR
* İhalede yüksek miktar verip alınırsa, bu miktar kiralara yansır mı?
* Ya başkası gelip, 5 dükkanı birden alıyorum derse?
* Sadece Migros'un kontratında şerh var. Kiracılarla sorun yaşanmayacağını kim taahhüt edebilir.
* Satış gerçekleştikten sonraki hukuki süreç başlarsa kiracılar arasında nasıl bir kaos yaşanır?
* Kiracıların dükkanlarını ilk tuttuklarında ödediği döviz bazında depozito adı altında (iki aylık kira tutarı)bedeller var. Eğer çıkmaları gerekirse bu paralar nasıl tahsil edilecek? Aşağı yukarı bu rakam 2 milyon dolar tutuyor.
* İhalenin ortasında bedel yüksek gelirse Ege Varlık A.Ş. bırakıp gider mi?

DESTEĞİ GEREK
Tüm bu soruların yanıtları ancak ihale gerçekleştikten sonra ortaya çıkacak. Tabii bu süreçte geçim kapıları olan iş yerlerinin akıbeti konusunda gereken desteği yatırımcılar İş Bankası'ndan bekliyorlar. Eğer İş Bankası tüm gelişmeleri bildirir, yatırımcıyı destekleyeceğini bildiren açıklamalar yaparsa yatırımcı bir nebze olsun rahatlar.

Uyumlu, uyumsuz çocuk
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Barlas'ın bir yazısı dikkatimi çekti. Evlerine gelen bir tanıdıkları çocuğunun okuldaki yalnızlığını anlatmış; "Çocuk her akşam eve mutsuz dönüyor ve hiç arkadaş edinemediğinden yakınıyormuş. Bu genç anne, sonunda çocuğunun uyumsuz bir kişiliğe sahip olması ihtimalinden ürküp, onu psikologa götürmüş .
Psikolog çocukla baş başa görüştükten sonra anneyi çağırıp sormuş:
- Siz evde televizyon dizileri seyretmiyor musunuz?
Genç anne evde televizyonu açmadıklarını, sadece yabancı kanallardaki belgeselleri izlediklerini ve televizyonu genellikle DVD filmlerini seyretmek için kullandıklarını anlatmış psikologa.
Bunun üzerine psikolog tepki gösterip, bu genç anneyi azarlamış ve şöyle demiş:
- Çocuğunuzda uyumsuzluk falan yok.Ruh sağlığı yerinde, normal bir çocuk. Ama siz evde yerli dizileri ve ulusal televizyon kanallarını izlemediğiniz için, onu toplumdan kopartmışsınız. Arkadaş edinememesinin sebebi, okuldaki diğer çocuklarla konuşabileceği ortak konularının olmamasından kaynaklanıyor."
Eğer psikologlar da bu görüşteler ise, çocuğumun topluma faydalı olması, iyi iletişim kurması için seyretmesine izin vermediğim tüm mafya dizilerini, reyting rekorları kıran gelin-kaynana yarışmalarını bu günden tezi yok seyrettiriyorum...!