YENİ ASIR

Efsanelerle örülmüş antik şehir Troia


15 Haziran 2004

Mayıs ayı içinde gösterime giren "Troy" filmi olmasa yıllardır burnumuzun dibinde olan Çanakkale Truva bu kadar gündemimizde yer almayacaktı.
Geçtiğimiz ay film gösterime girmeden önce Truva antik şehrini, meşhur "Tahta Atı" gezmiştim. Üstüne filmi seyretmek oldukça ilginç oldu. Truva şehrini gezerken Dr. Ahmet Tosun'un yazmış olduğu, şehrin tarihçesini anlatan kitapçığı aldım.

100 YILDIR KAZILIYOR
Bakın önsözünde neler yazıyor; "Dünya uygarlığının doğduğu Anadolu toprakları üzerinde önemli bir konuma sahip olan Troia yaklaşık 100 yıldan bu yana arkeoloji dünyasının gündemindedir.
Dünya edebiyatının iki şaheseri İliada ve Odysseia bu kentten bahsetmektedir. 1870 yılında Schliemann ile başlayan kazılar Dörpfeld ve Blegen tarafından sürdürülmüş ve halen Korfmann tarafından devam ettirilmektedir.
Tarihteki ilk dünya savaşının geçtiği bu topraklar aradan geçen 200 yıl sonra bile önemini kaybetmemiştir. Bundan 80 yıl önce de dünyanın büyük emperyalist devletlerinin saldırısına uğramışsa da bu kez karşılarına Troialılar ve onların kahramanı Hektor gibi, Türkler ve Mustafa Kemal çıkmıştır. Her Türk vatandaşı Troia kentini bu gözle gezmeli ve tarihin tekerrür ettiğini unutmamalıdır. Fakat tarih tekkerrür etse bile bu topraklar Hektorlar'ını Mustafa Kemaller'ini gene çıkaracaktır."

BURDA ÇEKSELERDİ
Bu yazıyı okuduktan ve antik şehri gezdikten sonra "keşke filmi burada çekselerdi" diye düşünmekten kendimi alamadım. Akhilleus rolünde Brad Pitt zorlandığını ve Türkiye'ye gelip gerçek Truva'yı görmek istediğini söylüyor. Filmi çevirmeden önce gelip bu havayı solusaydı eminim rolünün üstesinden daha rahat gelirdi. Yine kitaptan, tartışılan tahta at efsanesi ile ilgili bir bölümü aktarmak istiyorum.
Destanlarda 10 yıllık Troia Savaşları sonunda Troia kentinin düşmesine neden olan "Tahta At" hilesinin sadece şairin bir düş ürünü olduğu zannedilmektedir.

TAHTA AT GERÇEK Mİ?
10 yıl boyunca Akhalar tarafından kuşatılan ve bu arada her türlü savaş hilesinin denendiği Troia savaşları sonunda kentin böyle basit bir hileyle alındığının düşünülmesi saflık olur.
Antik çağlarda kentlerin ne şekilde ele geçirildiğini gösterir sayısız kabartma ve resimler içinde bu tür hileler gözükmemektedir. Kentler dönemin bilinen kuşatma aletleriyle kuşatılır, içeriye mancınıklar gülleler atılır, sur duvarları çeşitli koç başlarıyla yıkılmaya çalışılırdı.
Destanlarda kentin böyle basit bir hileyle alındığından bahsedilmesi aslında Akhalar'ın hiçbir zaman Troia'yı zaptedemediğini gösterir. Kazılarda tahta atla ilgili hiçbir bulgu çıkmamıştır. Bu nedenle onun gerçek boyutunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz bulunmamaktadır. Fakat antik döneme ait çeşitli vazo resimleri üzerinde bulunan tahta atlardan yola çıkılarak günümüzdeki at yapılmıştır.



YENİ ASIR SİNEMA
Aşil'in eteğini karısına verdi