Yıl sonu yaklaştıkça, DYP il kongreleri hız kazanmaya başladı. Manisa il kongresi de kasım sonunda gerçekleşecek. Manisa İl Başkanı Osman Sarıtunalı, henüz adaylığını açıklamadı. Ama 16 ilçeden sadece Köprübaşı ve Gördes'in Ramazan dolayısı ile kongreleri yapılamamış.
Bayramdan sonra onlarda tamamlanmış olacak. Sarıtunalı ile kısa bir sohbet yaptım; "Kongreleri tamamladıktan sonra ilçe başkanları ile konuşup, adaylık konusunda kararımı vereceğim. Siyaset ekip işi" diyerek, adaylık konusunda çekimser davrandı.
Geçtiğimiz günlerde adaylığını açıklayarak iftar yemeği veren Rıfat Emin Uygur için Sarıtunalı; "Davet edildiğimiz yemeğe gitmemiz normal. Arkadaşımız 2003'te de aday olmuştu. O zamandan beri partimizde. Parti içi mücadelelerin yeri kongreler. Her zaman birden fazla aday çıkmıştır. Bu partiye hareket kazandırır" diyerek düşüncelerini açıkladı.
ESKİ SİYASETÇİ
Sarıtunalı'nın siyasi hayatı 84'te Saruhanlı İlçesi Hacırahmanlı beldesinde belediye başkan adayı olması ile başlamış. 87'de il yönetiminde 2. başkan olarak görev almış. 89'da merkez ilçe yönetimi, 90-99 arası il genel meclis üyeliği, 99 seçimlerinde 14. sıra Manisa milletvekili adaylığı derken, aktif siyasete 2003'e kadar ara vermiş.
25 Mayıs 2003'te Orkun Işıktaş'ın il başkanı olduğu kongrede, yönetime girmiş. Işıktaş belediye başkan adayı olmak için istifa edince, yönetimin seçimiyle il başkanı olmuş. Mevcut il yönetiminde; Tahir Özyar, Ayhan Gönül, İlker Mutaf, İbrahim Kurul, Ataman Toygaş gibi isimler var.
Sarıtunalı ile yaptığımız sohbette, söz DYP'nin Manisa'daki durumu ve hükümete gelince; "3 Kasım 2002'de DYP barajı aşabilseydi, 3 milletvekili çıkarıyorduk. Bugün seçim olsa 5-6 milletvekili çıkarırız. 15 gün önce Genel Başkanımız Mehmet Ağar'ın İzmir ve bölge gezisinde bu gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Kırsal kesim sıkıntıda. Manisa'nın ekonomisi tarıma dayalı. Pamuk bitti, buğday fiyatı geçen yılın altında. Manisa ovasına akıttıkları barajda bir damla su yok" açıklamasını yaparak, Manisalıların dertlerini dile getirdi.
Sarıtunalı sohbetimizin sonunda; "Ayşem hanım sözlerimi şöyle noktalamak istiyorum. Başbakanımız 'Kürt sorunu yoktur' dediği günden beri, Kürt sorunu arttı. AB'ye girmeye karşı değiliz ama, artık AB tantanasını bırakıp biraz da artan teröre eğilsinler. Meclis bizim meclisimiz. Bu sorunu orada tartışıp, çözmeye baksınlar."
Sarıtunalı'nın sözlerine ve temennisine katılmamak mümkün mü?