Günlerdir Kamuoyunu Başbakan Erdoğan'ın Atina'ya yaptığı ziyaretten çok Emine Erdoğan'ın kılığı kıyafeti, ayağındaki topuklu çizmeleri meşgul ediyor. Hiçbir derdimiz kalmamış gibi 'dost başa düşman ayağa bakar misali' Emine Hanım'ın ayakkabıları konu sıkıntısı çekmekte olan köşe yazarlarımızı meşgul etti.
Çok önemliymiş gibi bir de Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Atina'daki veda töreninde Emine Erdoğan'ı yanaklarından öpmesinin görüntülerinin TRT tarafından yayımlanmamasıyla uğraştık. Karamanlis'le kısa süreliğine yanak yanağa görüntü veren Emine Erdoğan bu sırada büyük şaşkınlık yaşamış.
TRT'NİN PANİĞİ
Dikkat ettiyseniz, TRT 1 ve TRT 2'deki haber bültenlerinde veda sahnesine yer verilmedi. TRT'nin görüntülerinde uğurlama töreninden sadece Karamanlis ile Başbakan Erdoğan'ın el sıkışarak ayrıldıkları bölümler vardı. Karamanlis'le, Bayan Erdoğan'ın veda görüntüleri yayınlansa ne olur, yayınlanmasa ne olur. Başbakanlık bu konunun üstüne gidip, yayın yasağı koymasa, belki kimse olayla bu kadar ilgilenmeyecek. Böyle yaparak daha çok dikkat çekiyorlar.
Asıl problemimiz başka Türkiye gündemi saptırılıyor. Emin Çölaşan'ın da 11 Mayıs Salı günkü köşe yazısında yazdığı gibi hükümetin "Balayı Dönemi"Dolar, Euro fırladı, borsa düştü, sırada zamlar var...
Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidara geldikleri günden beri dördüncü uyarıyı aldılar. Kronolojik olarak bakarsak; 12 Aralık 2002'de Kayseri'deki 29 Ekim resepsiyonu, 14 Eylül 2003'te YÖK tasarısı ile ilgili, 31 Aralık 2003'de Atatürk'ün mareşal üniformalı fotoğrafı dolayısıyla açıklanan bildirilerden sonra dün de yeni "muhtıra" geldi.
BALAYI BİTTİ
Dördüncü uyarıyı alan AKP Hükümeti ile, devletin kurum ve kuruluşlarının kimyası bundan sonra zor uyuşur. Hükümet, İmam Hatiplerin önünü açan tasarıyı Meclis'ten çekmiyor. Yasayı Cumhurbaşkanı Sezer büyük ihtimalle veto edecek. Sonrası için çeşitli komplo teorileri üretiliyor. Hükümet sadece kendi seçmenine verdiği sözü yerine getirmek için zoraki yaptırım uygulamaya çalışıyor. Oy alamadıkları diğer seçmen kitlesi ayaklanmış bas bas bağırıyor dinleyen yok...ben yine de düşüncemi tekrarlamakta sakınca görmüyorum;
İmam Hatip okulları toplumdaki bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulmuşlardır. Meslek lisesi olarak kabul edilmeli ,iyi yetişmiş öğrencileri ilahiyat fakültelerine hazırlanmalı. Halkın dinini öğrenebilmesi için kapsamlı, iyi hazırlanmış din dersleri seçmeli ders olarak liselere konulmalı. Hükümet bu konuda adım atmak bir yana, İmam Hatip mezunlarına her türlü üniversite öğreniminin önünü açmaya çalışmaktadır.