YENİ ASIR

"Dershaneler dosyası ile ilgili"


01 Ekim 2004

Ankara Ticaret Odası'nın hazırlamış olduğu "Dershaneler Dosyası" raporunu sizlere aktarmıştım. Yazım üzerine bir eğitimcimizden gelen cevabı yayınlıyorum:
Sayın YEĞİNBOY,
27 Eylül 2004 tarihli gazetenizde, köşenizde yazmış olduğunuz yazıyı ilgiyle okudum. Affınıza sığınarak, yazınızla ilgili görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim. Amacım sizi eleştirmek değil, aksine eğitim sistemimizdeki yetersizliklere bakış açılarımızı ortaya koymaktır.
Sayın Yeğinboy, öncelikle eğitim sistemimizdeki dengesizlikler ve reformların gerekliliği düşüncenize katılmamanın mümkün olmadığını ifade etmek isterim. Ancak, Türkiye'de dershanelerin ortaya çıkış sebebi, devlet okullarının, hatta özel okulların yetersizliğinden kaynaklanmamaktadır. Kaldı ki, Dünyaya baktığınızda hemen hemen tüm ülkelerde (Avrupa ve ABD dahil) dershaneler vardır. Hatta Japonya'daki dershane sayısı, devlet okullarının sayısından daha fazladır.

SİSTEMDEKİ YANLIŞ
Dershanelerin Türkiye'de ortaya çıkış sebebi, öğrenci yöneltme (seçme ve yerleştirme-sınav) sistemindeki yanlışlıktan kaynaklanmaktadır. Öğrenci 8 yıllık ilköğretim veya 3-4 yıllık lise eğitiminden sonra sadece bir sınavla yaşamını yönlendirmek zorunda kalmaktadır. Yapılan bu sınavda ise sadece son sınıf müfredatından değil, tüm sınıflardan sorular öğrencinin karşısına çıkmaktadır. Hatta son sınıf müfredatından çıkan soru oranı sadece % 15 civarındadır. Dolayısıyla Lise Giriş Sınavları'nda da, ÖSS'de de öğrencilerin alt sınıfların müfredatını hatırlayabilmeleri için tekrarlamaları gerekmektedir. Bu da, eğitim sistemimiz içerisinde dershanecilik gibi bir sektörün doğmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.

KURTARICI DELĞİL
Buradaki temel dengesizlik veya yanılgı ise, dershanelerin bir kurtarıcı, konu açıklarının kapatıldığı, bilinmeyen konuların ayrıntılı bir şekilde öğretildiği yer olarak algılanmasıdır.
Dershanelerin varlığı tartışılabilir ancak Türkiye gerçeğinde dershaneler, yanlış bir eğitim sisteminde, yanlış bir ölçme-değerlendirme ve yanlış bir yöneltme sisteminin en doğru yanlışı olarak ortaya çıkmıştır.
Eğitim sistemimizin, çağdaş eğitim uygulamalarından uzak kaldığı yadsınmaz bir gerçektir. 40-60 kişilik sınıflarda çağdaş bir eğitimden bahsetmekse zaten mümkün değildir. Ancak, özel okulların bu sistem içerisindeki başarının ölçütü olarak kabul edilen LGS ve ÖSS sonuçlarının incelendiğinde, yine en başarılı eğitim kurumlarının özel okullar olduğu görülecektir.
Saygılarımla
Ahmet Nafiz DEMİR