Dün gazetemizi ANAP'ın yeni Genel Başkanı Nesrin Nas ziyarete geldi. Yanında İl Başkanı Yunus Yunusoğlu ve bazı il yönetim kurulu üyeleri vardı.
Türkiye'nin ilk kadın Genel Başkanı olan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i de yakından tanıma fırsatı bulmuştum. Tansu Hanım genel başkan seçildiği dönemlerde, bir kadın olarak onun adına en çok sevinenler arasındaydım.Fakat daha sonra yaptığı gaflar, izlediği yanlış politikalar hem beni, hem onu destekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Bu olay halk arasında kadın genel başkanlıkla ilgili çeşitli esprilerin doğmasına neden oldu. Ama "kötü emsal, emsal temsil etmez " sözünden yola çıkan ANAP'lılar cesaret örneği gösterek bir hanımı, hem de Tansu Çiller gibi iktisatçı bir hanımı genel başkan olarak seçtiler.
PROJE HAZIRLAMIŞ
Nesrin Hanım'la dün gazeteye yaptığı ziyaret sırasında tanıştık. Ne demişler ilk intiba çok önemlidir. Kendimi "İster istemez Tansu Hanım'la, Nesrin Hanım'ı birbiriyle kıyaslarken buldum. Tansu Hanım insanın pek gözünün içine bakmazdı, konuşmalarında dil sürçmeleri, bazı gaflar mutlaka olurdu. "Anamız" rolünü oynamaya çalışırdı.'Köfte tutuşu' lakabı almış özel bir el sıkma yöntemi vardı. Nesrin Hanıma dikkat ettim. Belli ki bir iktisatçı olarak konusuna son derece hakim. İnsanların gözünün içine bakarak, hiç bir dil sürçmesi, gaf yapmadan gayet rahat konuşuyor.
ANAP için farklı projeleri var. Göreve başlayalı henüz bir ay olduğundan teşkilatları toparlamaya çalışıyormuş. Arta kalan zamanlarında da, "Türkiye için Yeni Dünya Düzeninde Yüksek Performans Programı" adı altında bir proje hazırlamış.
Proje yedi pencereden oluşuyor. Bize projenin fotokopilerini bıraktı. Şöyle bir göz gezdirdim. İktisattan pek anlamam ama Nesrin Hanım sohbet boyunca Türkiye'nin Yeni Dünya'ya nasıl uyarlanabileceğini iktisadi bir dille anlattı. Tüm bunları teşkilatlarına da anlatacakmış. İnşallah anlarlar, işleri zor gözüküyor. Epey ders çalışmaları gerekecek... Konuşmalar esnasında dikkatimi çeken husus yeni ANAP Genel Başkanı'nın Türkiye'yi bir şirket gibi görüp yönetmeyi düşünmesi oldu.
Bu arada acaba halktan, işçiden, köylüden bahsecek mi diye merakla beklemeye başladım. Baktım tek kelime yok... Peki bu şirket halka nasıl inecek? Şirkette halka yer var mı? soruları aklıma geldiyse de soramadım, çünkü o ışığı göremedim...