YENİ ASIR

CHP Kurultayı'nın ardından


28 Kasım 2005

CHP Kurultayının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen kurultay hakkında tek satır yazmadım.Çünkü başı,sonu belli bir kurultaydı. Konak ilçe kongresinde ve il kongresinde taraf olan milletvekillerinin kurultayda Genel Başkan Deniz Baykal tarafından PM'ne alınmayarak cezalandırılacakları başından belliydi. CHP Milletvekili Canan Arıtman'ın da "Siyaseti ülke çıkarları için yapanlar seçildi" sözlerine kesinlikle katılmıyorum. CHP'nin antidemokratik uygulamalarını Arıtman'ın bu şekilde yansıtmasını uygun bulmadım.
Denizli eski milletvekili Adnan Keskin Baykal'a olan muhalefetini her zaman açıkca dile getirenlerdendir. Keskin ile CHP kurultayı hakkında sohbet ederken sık sık kurultay kelimesi yerine toplantı demesi dikkatimi çekti; "Neden kurultay demiyorsunuz?" diye sordum.

12. MADDE
Keskin; "CHP'nin 19-20 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiği olay kesinlikle kurultay değil, toplantıdır. Geçmiş kurultaylarla mukayese etmeye imkan yok. Parti içi hukuku rafa kaldırarak; 40 il örgütü, 250 ilçe örgütü görevden alarak, yeni atanan örgütler aracılığı ile 60 bin kişiyi 12. madde ile kaydettiler. Delege seçimlerinde demokratik yöntemler ve tüzüğün emredici kuralları uygulanmadı.

CULUS ANLAYIŞI
Bu uygulama Osmanlı padişahlarının tahta çıkışta culus uygulamasını yansıtıyor. Culus anlayışı ile tespit edilen delegelerle yapılan toplantıyı da kurultay değil, padişahım çok yaşa sesleri ile nitelendirmek gerekir. Bu culus mantığına karşı çıkan 2 milletvekili uzun yıllardır Deniz Baykal'la siyaset yapmalarına rağmen PM'ne alınmadılar. Bu hareket İzmir'li CHP'lilere yapılabilecek en büyük hakarettir. Özellikle Bülent Baratalı linç edilmiştir. Bu uygulama CHP'nin yönetim kadrosuna hakim olan zihniyeti yansıtıyor" diyerek tepkisini ortaya koydu.

BÜLENT BARATALI
Adnan Keskin'le görüşmemden sonra CHP İzmir milletvekili Bülent Baratalı ile görüştüm ve yaşanan olaylar hakkında ki görüşlerini sordum. Baratalı'da yerel tercihlerde ki tavırlarının buna sebebiyet verdiğini söyledi; "Partiyi yöneten bir Genel Başkanımız var. Bu onun tercihi. Kiminle çalışmak isteyeceğini kendi tayin ediyor. Demek ki bizle çalışmak istemedi. Ben de saygı duyuyorum. Yarışmaya girerek dışarıda kalmış değilim. çalışmalarıma, hizmetlerime devam edeceğim. 4. kuşak oğlum CHP'li, şimdi arkadan 5.kuşak torunum geliyor" diyerek CHP'ye bağlılığını dile getirdi.