CHP'nin kalesi İzmir'de kargaşa ne yazık ki devam ediyor. İl Başkanı Alaattin Yüksel'in barış çağrıları şimdilik sonuç alabilmiş değil. Son olarak Karşıyaka İlçe Başkanı Ertam Özen'in ilçe yönetimindeki istifaları İl Başkanlığı yerine Genel Merkeze göndermesi ise olayları daha da alevlendirmiş.
CHP İl Başkanı Alaatin Yüksel ile görüşmek için özellikle kurultay ve sonrasında olabileceklerin üzerinden biraz zaman geçmesini bekledim. Ortalığın yatışacağını tahmin etmiştim, ama durum öyle görünmüyor. Artık iş CHP İzmir milletvekillerine düşüyor. Ne olursa olsun kimse unutmamalı ki İzmir CHP'nin kalesi ve küskünlükler bir kenara bırakılıp, kale korunmalı. CHP milletvekilleri yine unutmamalılar ki bugün tartıştıkları il ve ilçe teşkilatları sayesinde milletvekili seçildiler. Bazı olaylarda iç savaşı bırakıp hassas dengelere dikkat etmek gerekiyor.
BARIŞ PROJESİ
Alaattin Yüksel ile görüştüm, "Neden Zülfü Livaneli?" diye sordum. Yüksel; "Biz yola, adı üstünde Barış Projesi ile çıktık. Muhalefet hakkımızı kullandık. Partiyi demokratik yapıya kavuşturamazsak parti parti olmaz. Kurultay geldi, geçti. Sayın Livaneli'yi 7'den 70'e herkes tanır. Kendisi UNESCO Barış Elçisi, Türk sol kamuoyunun saygı duyabileceği bir isim. Genel Başkan Deniz Baykal ile kurultay sonrası bir olumsuzluğumuz yok. İzmir'de bir program olursa elimizden geleni yaparız. İl Başkanları toplantısında da kendisi ile görüştük. Önemli olan bu yıl gerçekleşecek olan Olağan Kurultay. Artık küskünlükleri bırakıp İzmir için çalışmalıyız" diyor.
Evde çöp krizi var
İzmir Büyükşehir Belediyesi Koordinatörlüğü nezdinde başlatılan "Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması projesi" sonunda bizim sitede de hayata geçti. Apartman görevlisinin elinde bir torba mavi poşeti eve bırakması ve "çöplerinizi bunlara ayırın" demesiyle evin bütün mutfak düzeni bozuldu. Meğer ben ne kadar sabit fikirliymişim. İlla çöpleri alışveriş torbalarına, elime geçirdiğim gibi atacağım. Sevgili emektar Gülşen abla ile evde birbirimizi yiyoruz.
Ben elime geçirdiğimi çöpe attıkça o arkamdan tek tek çöpleri ayırıp, plastikleri, teneke kutuları, cam şişe, içecek kartonları, kağıt ve karton atıklarını ayrı ayrı poşetlere dolduruyor.
Bir taraftan da "Bak görmedim zannetme, suç işliyorsun. Görevlilere seni ben şikayet edeceğim. Belediye elemanları sana ceza kessin de aklın başına gelsin" diye söyleniyor.
CEZA DA AZ PARA DEĞİL
Ceza dediği de az para değil 292 YTL ile 4.378 YTL arasında cezası var. Salı ve cuma günleri saat 8:30 ile 12:00 arasında gelecek olan görevlilere teslim edilene kadar çöpler saklanacakmış. Şu an mutfağın her yeri mavi çöp torbası dolu. Bir de tabi benim Gülşen abla görmeden biriktirdiğim karışık çöpler var. Anlayacağınız, ev çöp ev olmak üzere... Her evde bir Gülşen olamayacağına göre bir an önce bu konuda kendimizi terbiye etmeye başlasak iyi olacak.
YENİ ASIR İNSAN
Bugun Haber Bulunmamaktadır.