Asena ile İbrahim Tatlıses arasındaki tartışma günlerdir Türkiye gündemini ve tüm kamuoyunu meşgul ediyor. Hatta olay İstanbul Valiliği, İnsan Hakları Kurulu'na kadar yansıyıp, iş oradan kendilerine çağrı yapılması boyutuna bile vardı. Konu hakkında yazmamak için çok direndim. Ama artık dayanamayacağım...
İNANDIRICI GELMİYOR
Bir "Kedimdir, kediciktir, kedi üstüne gelinirse tırmalar" mesajları gidip gidip geliyor. Belli ki bu kedi olayı her iki taraf için de zamanında espri konusu olmuş. Şimdi ise şaka dönüşmüş başka şeye. Her nedense bu kavga bana hiç inandırıcı gelmiyor. Ortada kıskançlık davası olduğu açık. Yanlış hatırlamıyorsam Asena ile araları Ayşegül isimli bir şarkıcı yüzünden açılmıştı, şimdi Asena "Gencim, güzelim, hayatımda bir başkası olabilir" mesajları vererek İbrahim'i kışkırtmaya çalışıyor.
Ne demiş Tatlıses "Ben seviyorum, onun da beni sevdiğini biliyorum. Bakın görün sevginin gücü kazanacak." Bence burada Tatlıses haklı, o ne derse doğrudur...(!)
Anneler ve oğullar
Türkiye'nin şu ara en önemli gündem maddelerinden birini "Gelinim olur musun?" programının kayınvalidesi Semra Hanım oluşturuyor. Bu olay tamamen kapsama alanım içinde, çünkü ben de bir oğlan çocuğu annesiyim. Semra'ya fazla kızamıyorum, nedenine gelince... Anlatayım, siz değerlendirin; Geçtiğimiz hafta 3 günlüğüne İstanbul'a gittim. Oğlum "Serseri" dizisindeki Gamze Özçelik hayranı. Bu olay beni henüz oğlum 14 yaşında olduğu için çok rahatsız etmese de yine de evde hafif bir tartışma konusu. Çünkü dizi ne zaman başlasa ekrana yapışıyor.
Tesadüf o ki Akmerkez'de bir mağazanın soyunma kabininden çıktığımda bir de ne göreyim, Gamze Özçelik... Yandaki soyunma kabininden çıktı. Hemen oğlunu düşünen bir anne olarak Gamze'ye de durumu açıklayarak cep telefonumla resmini çekip, oğluma gönderdim. Kızcağız da bir güzel hanım hanım poz verdi.
İzmir'e döndüğümde olanlar oldu... şimdiye kadar ekran resmi olarak cep telefonunda annesinin resmini kullanan oğlum, Gamze Özçelik'in resmini ekran resmi yapmış. İşte o zaman küllahları değiştik. Kızılca kıyamet koptu. Böyle bir şeye tahammül edemem. Elin kızı... Bir de üstüne üstlük ne dedi biliyor musunuz? "Anne madem yan kabindeydi, insan bu kadar kapalı resim çeker mi?" Şimdi kim haklı kim haksız siz değerlendirin...Doğur, büyüt...
Pazartesi fıkrası
Adam uçaktadır ve acil olarak tuvalete gitmesigerekir. Ancak her gidişinde erkekler bölümü doludur.
Görevli durumun aciliyetini farkeder ve bayanlarkullanabileceğini ancak oradaki butonlarınçbirisiniınıöyler.
Adam içeri girip oturur ve tuvalet kağıdı rulosununındaört buton görür. Butonların üzerinde sırasıylaSH, PP, OTC yazmaktadır.
Meraklanır ve SS'ye basar. Altına 'Sıcak Su (SS)' püskürtülmektedir. "Vay, bu gerçekten güzel" der.
Sıradaki SH butonuna basar. Bu defa vücut 'Sıcak Hava (SH)" üflenmektedir. Bayanların tuvalette uzun süre Butonlara basmakta korkulacak bir şey olmadığını düşünür ve PP butonuna basar. Pudra Püskürtülür.
Adam herşey ne kadar da en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş der ve arkasından OTC butonuna basar...
Hastanede gözünü açtığında morfinin etkisi altındadır.
Hemşireyi çağırır."Son hatırladığım uçağın bayanlar tuvaletinde şiddetli bir acı hissettiğim" der ve "Neler oldu?" diye sorar.
Hemşire açıklar:
"Ne yazık ki penisiniz artık yok
'OtomatikÇıkarıcı (OTC) butonunu kullanmışsınız" der.