YENİ ASIR

ANAP+DYP= NE ÇIKACAK?


10 Kasım 2004

ANAP ve DYP birleşirse ne olur? Önce bu sorunun cevabını verelim. Çok büyük bir sinerji yaratır, uzun zamandır beklenen merkez sağdaki birleşme gerçekleşir. Sonunda AKP'nin karşısına güçlü bir merkez sağ muhalefet çıkar.
Gelelim ikinci soruya ANAP-DYP birleşmesi CHP ve YTP'nin birleşmesi gibi sancısız olur mu? Hayır,tam tersi oldukça sancılı olur. Çünkü YTP yeni kurulmuş ve zaten ölü doğmuş bir partiydi. Ama söz konusu DYP ve ANAP olunca işler değişir. Ortada yıllardır devlet yönetiminde söz sahibi olmuş köklü iki parti var. Oldukça zor ve sancılı bir birleşme olacaktır, tabii olursa.

NEDEN KABUL ETMEDİ?
Bu işin en doğrusu seçim döneminden sonra her iki partinin genel başkanlarının değiştiği dönemde yapılmasıydı. O dönem de ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir defalarca DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a birleşme için elini uzatmıştı. Hangi düşünce ile Ağar o gün birleşmeyi kabul etmedi bilemiyorum ama kabul etmiş olsaydı bugün her iki partinin kurmayları gerekli yerleri alacak, teşkilatlar yeniden kurulabilecekti.
Geçen süreçte ANAP iki kere Genel Başkan değiştirdi, her iki partide teşkilatlar yeniden kuruldu, tüm saflar tutuldu.
Şimdi gelelim üçüncü soruya... DYP'nin Genel Kongresi yaklaşmakta. Hangi DYP'li kongre öncesi kendi yerini bir başkasına, bir ANAP'lıya vermeyi kabul eder? Siyaset bu, dağdan gelen bağdakini kovar. Söz konusu ılımlı bir birleşme ise kimler bu fedakarlığı yapacak? Koltuğundan vazgeçecek?
ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas yeni bir isim altında birleşmeyi teklif ediyormuş. Benim bildiğim kadarıyla DYP'nin adı değişmez, değişemez... Üst kurmaylar değiştirmek isteseler bile taban izin vermez... Eğer gerçekleşirse, bu birleşme sürecinde siyasette tavanın mı, yoksa tabanın mı sözü geçiyor göreceğiz.
Pazartesi gününden beri okuduğum insanlık dışı haberler karşısında kanım dondu. Üniversite öğrencilerini cep telefonu için trenden atanlar, okul harçlığını çıkarmak için mendil satan küçük çocuğun cebinde ki iki milyonu almak için sırtından bıçaklayanlar...
Ama hala daha etkisinden kurtulamadığım bir haber var ki,yüreğimi cız ettiriyor... On üç aylıkken evlat edinilen Kunter Bezci'nin, baba Erhan Gürbüz'ün ölümüyle yurda iadesi sonrası yatağında ölü bulunması.

İADE EDİLMEZ
Kunter'in son sözleri aklıma geldikçe bir yumru boğazıma tıkanıyor: "Anne alınan mal iade edilir mi?" Evet, alınan mal bile iade edilmiyorken, insan yetiştirip büyüttüğü bir çocuğu nasıl yurda iade eder? İnsan köpeğine bile bu şekilde davranamaz. Hiperaktive bir çocukmuş, babanın ölümünden sonra anne bakamamış. Sema Hanım kendi doğurduğu çocuğa da aynı şekilde mi davranırdı acaba? Bir insanı yetiştirmek, sorumluluğunu almak için sadece doğurmak mı gerekiyor? "Öleceğini bilsem Kunter'i yuvaya bırakmazdım" demiş. Herhalde Kunter'de küçücük yüreğinin bu acıya ne kadar dayanacağını bilmiyordu. Keşke 13 aylıkken evlat edinildiğinde anne babasını seçme şansı olsaydı. Ama yoktu, insanın nutku tutuluyor.