Karşıyaka Belediye Başkan adaylarımızdan AKP adayı Kerem Ali Sürekli ile hem kendini tanıma hem de projelerini öğrenebilme açısından mini bir sohbet yaptım.
Ak Parti Karşıyaka Belediye Başkan adayı Avukat Kerem Ali Sürekli, Aslen İzmir Selçuklu. 19.03.1965 tarihinde Gölcük'te doğmuş. İlk, orta, lise tahsilini Karşıyaka'da tamamlamış ve 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra serbest avukat olarak çalışmaya başlamış.
İzlediğim kadarıyla Sürekli, AKP'nin İzmir'deki teşkilatlanmasında önemli rol oynadı. Projelerini hayata geçirebilmek için Sürekli Karşıyaka'ya iktidar partisinin gücünü getirmeyi amaçlıyor.
SSK HASTANESİ
Karşıyaka'nın temel sorunlarını iyi bildiğini ve sokak sokak sorun analizi yaptığını söyleyen Sürekli, lokal ihtiyaçların yanısıra Karşıyaka'da en önemli eksiklerin başında gelen en az 500 yatak kapasiteli bir SSK hastanesi, Devlet Hastanesi ve Karşıyaka'nın çehresini değiştirecek bir üniversitenin kuruluşunu amaç ediniyormuş
Sürekli, "Belediyenin doğrudan görevi olmamasına rağmen bu projeleri iktidar partisinin gücüyle yapacağımdan eminim. Aynı şekilde özellikle gecekondu semtleri için dikey yerleşim planları, yeşillendirme çalışmalarını hedef alıyorum. Anadolu Caddesi'nin altı ve üstü olarak ikiye ayrılan Karşıyaka'da caddenin altına yönelik kültür-sanat merkezleri, gençlik merkezlerinin yanı sıra sahil şeridine canlılık getirmeyi, özellikle çarşıdaki sorunları bitirmeyi hedefliyorum, caddenin üstüne de sosyal tesisler, park ve bahçeler, ev hanımlarına yönelik meslek kursları kurmayı amaçlıyorum. Bu alanlardaki sosyal sorunların çözümüne yönelik gıda bankası, aşevleri, çocuk ve genç ıslah evleri kurmak, Karşıyaka'nın iki yakasını bir araya getirmek hedeflerim arasında" dedi.
Bunların yanı sıra Kerem Ali Sürekli'nin projeleri arasında; ilçede kadın sığınma evleri açmak, gençlere yönelik meslek kursları kurmak, Bostanlı Barajı'nın bitirilmesi için çalışmak ve Turan bölgesini turizm merkezi haline getirmek de bulunuyor.
24 ŞUBAT MAĞDURLARI
Tüm partilerin adaylarının kesinleşmesinden sonra ortalık yine karıştı ve bundan iki ay kadar önce yazmış olduğum köşe yazım aklıma geldi. O günkü yazımda 24 Şubat sabahı çok canlar yanacak demiştim.
Kaç aydır partilerin kimi aday bulma zorluğu çekerken, kimi de aday bolluğundan herkese mavi boncuk dağıtır olmuşlardı. Tanınmış simaları, isimleri kendi partilerine çekmek için kıran kırana mücadele veriyorlardı. Aday adaylarının çoğu kendilerini kesin aday olarak görmeye başlamışlardı. Ne de olsa türlü vaatlerle çağrılmışlardı partiye.
24 Şubat sabahı herkesin ayakları suya erdi. Çünkü Genel Merkezler yine yapacaklarını yaptılar. Partililerinin, seçmenlerinin isteklerini göz ardı ederek yine kendi bildiklerini okudular. Halk olarak hala şunu öğrenemedik, siyaset tabanda başlıyor, ama ne yazık ki tavanda bitiyor...