AKP'nin fazla konuşmamasıyla bilinen İl Başkanı Ali Aşlık'ın kendiside farklı bir siyasetçi olduğunu kabul ediyor. Çarşamba günü kendisi ile sohbet fırsatım oldu. Ben sormamadan kendisi anlatmaya başladı:
KATILMIYORUM
"Biliyorum, alışılmış siyasetçilerin dışındayım. Devlet işlerine karışmıyorum. Teşkilatlarla ve ilin problemleri ile uğraşmayı tercih ediyorum. Kavgadan yana değilim. Şimdilik kongre sürecimiz başlamadı. Zaten önemli olan kongreye de tek liste gitmek. Yani tek isim üzerinde uzlaşarak gitmek. Bu demokrasiden bir adım ötede bir davranış şeklidir. Millet kavga etmeyi demokrasi zannediyor."
Aşlık'ın düşüncesine katıldığım söylenemez. Herkesi tek isim altında toplamanın neresi demokrasi? Muhalefetin olduğu, bir kaç adayın ortaya çıktığı yerde, demokrasi, talep, canlılık var demektir. Tek adamcılıkta ısrar edenlerin sonunu Türkiye olarak bizzat yaşayıp görmedik mi?
Eğer tek adam dayatması Genel Merkez'den geliyorsa işte o zaman durum daha da vahim demektir. Gerisini siz değerlendirin, karar verin. Bir kaç listeyi mi, yoksa tek listeyi mi tercih edersiniz?
Aşlık'ın seçimle ilgili görüşleri de şöyle:
KAŞIYORLAR
"Seçimler olsa da, olmasa da biz hazırız. Ama 2007'den önce olacağına inanmıyorum. Çünkü seçim olması için bir sebep yok. Şu an siyasi bir istikrar var. Millet bize bu hakkı vermiş. Neden sonuna kadar kullanmayalım. Ayrıcalığımızı burada da ortaya koymuş olacağız. ugüne kadar hükümetler hep erken seçime gittiler, sonu hüsran oldu."
Aşlık, cumhurbaşkanlığı tartışmaları konusunda ise görüşleri şöyle:
"Bu tartışmalar Türkiye'de yaşanan istikrar ortamını bozmak isyenlerin ortaya attığı bir tartışma. Hassas konuyu kaşıyorlar. Bu konuşmalar için çok erken. Bu huzursuzluklara meydan vermek Türkiye için en büyük yalnış olur."
Aşlık ile konuşurken en çok kullandığı "istikrar" sözcüğü dikkatimi çektiğinden dayanamayıp; "Hangi istikrardan bahsediyorsunuz, millet işsizlikten kan ağlıyor. Sanayici, esnaf, köylü avaz avaz bağırıyor" diye sordum.
YARALAR SARILIYOR
Aşlık, "Biz bu şikayetleri yok saymıyoruz. Ama yaraları sarmadan, populist davranarak bir sonuca varamayız. Sabretmek lazım. Bakın bir çok yatırım yapıldı. Yeni fabrikalar açılıyor. Bir çok işçi alınacak. Bu da yeni iş sahaları demek. Bu hükümet işsizliği çözecektir. Yara daha büyüktü, biz yavaş yavaş sarıyoruz. Bu konulara devlet adamı duyarlılığı ile yaklaşıyorum. Partiler gelir,gider ama Türkiye'nin sorunları kökünden çözülmeli" diyerek, başta söylediği gibi sadece İzmir ve bölge politikasıyla ilgilenmediğini de ortaya koymuş oldu.