Bir kaç gündür, yazılarımdan mahrum kaldınız. Size haber verme fırsatım olamadan İstanbul'a gittim, geldim. İyiki de gitmişim. Her ayın ilk salı günü İstanbul'da yaşayan tüm BAL (Bornova Anadolu Lisesi ) mezunları İTÜ'nün oradaki Mühendishane Cafe'de akşam yemeğinde buluşuyorlar. İlk defa katılma imkanı bulduğum bu toplantıda 20 yıldır görmediğim arkadaşlarımı gördüm. Kimler kimler yoktu ki...
Kiminin saçlar ağarmış, kiminin hiç kalmamış, yine de fazla değişmemişiz. En azından dostluklar baki kalmış...
Nasıl mutlu oldum anlatamam. Bu toplantılardan haberi olmayanlar BAL mezunlarının internet adresinden bilgi alabilirler.
GELELİM İSTANBUL'A
Bilirsiniz İzmirliliğimi, İzmir'i sonuna kadar savunurum, ama İstanbul gerçekten bambaşka bir şehir. Yok; trafikmiş, hayat zormuş, pahallıymış, havasıymış,
suyuymuş, diye şikayet edenlere tek bir cevabım var: Bu şehirde hayat var, hayat...
Sizleri bilmem ama ben İstanbul'a ayak bastığım an havadaki elektriği, insanların koşuşmasını hayranlıkla seyrediyorum. Hele o güzelim 'Boğaz manzarası' yok mu, ömre bedel...
Benim şehrim de güzel, ama İstanbul bir başka güzel.
Evet, bir yerden bir yere gitmek için normalden erken evden çıkmak zorundasın. Trafik şoförleri yıldıracak, insanı çıldırtacak kadar yavaş, ama olsun yine de insan bir şekilde o çarkın içine girince alışıyor, onun bir parçası olduğunu hissediyor.
Anadolu Yakası'ndan, Avrupa Yakası'na geçmek hiç öyle göründüğü kadar büyük bir sorun değil. Her türlü ulaşım aracı ile rahat rahat yarım saatte geçiyorsun. Bizler de artık akşam veya sabah trafiğinde Karşıyaka'dan İzmir'e çok farklı bir şekilde geçmiyoruz.
Yıllar sonra İzmir'de de İstanbul'dakiler gibi büyük alışveriş merkezleri açıldı. Ama hala hiçbiri bir Akmerkez olamadı. Diğer taraftan Etiler, Akmerkez, Nişantaşı civarlarında 55 yaş üstü kadınların hepsi birbirine benziyorlar. Dudaklar şişirilmiş, kaşlar kaldırılmış, yüzler botokslu. Aynı ifadesiz, mimiksiz yüzler, sahte kahkahalar ve bakışlar.
İnsan hallerine üzülmeden edemiyor. Hepsinin ellerinde alışveriş torbaları sanki kredi kartlarını yarıştırıyorlar. Tabi bunlar belli bir kesim. Diğerleri de işten çıkıp yorgun argın ya evde, ya da dışarıda bir iki lokma atıştırıp evlerine koşuşturuyorlar. Ama yine yüzlerinde yaşamın, mücadelenin verdiği yorgunluğun yanı sıra ayrı bir coşku, bir anlam var.
BOĞAZ'IN GÜZELLİĞİ
İstanbul insanı yoruyor mu? Evet mutlaka yoruyor, ama bu tatlı bir yorgunluk. Kafanı çevirip 'Boğaz manzarası'na şöyle bir baktın mı, İstanbul'un güzelliği insanı büyülüyor, tüm yorgunluğunu alıp götürüyor.
İstanbul seyahatimde bol miktarda taksiye, ulaşım araçlarına bindim. Önüme gelen herkesle sohbet ettim, halkta genel bir memnuniyet havası var. Hepsi ağız birliği etmişcesine hükümetin şimdilik istikrarlı gittiğini söylüyor. İstanbul'da karlı ve soğuk hava dışında problem yok gibi gözüküyor.
YENİ ASIR İNSAN
Bugun Haber Bulunmamaktadır.