Yaklaşık 2 yıldan beri DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ilk büyük İzmir ziyaretini bu hafta gerçekleştirdi. İzmir'e geldiği günden beri programını takip etmeye çalıştım. Pazartesi günü Bergama, salı günü Tire mitingi beklediğimden coşkulu ve kalabalık geçti. Anadolu'da yükselişe geçtiği gözlenen DYP'nin üç büyük şehirde aynı ivmeyi kazanamadığı bilinen bir gerçek. Fakat Türk çiftçisinin Manisa mitingindeki yakarışlarını izledikten sonra Ağar'a olan ilginin, İzmir ve bölgesinde de neden arttığını bu gezisinde anladım.
RİSKİ GÖZE ALDI
Köylü, esnaf aç, derdini dinleyecek, insan arıyor. Tire mitinginin yapıldığı gün Mehmet Ağar spontan olarak Karateke Köyü'ne girme kararı aldı. Hatırlarsanız Karateke köylüsü köy kahvesine gelen tüm siyasi partilileri protesto ederek kahveyi terk etmişlerdi. Orada olabilecek riskleri göz önüne alarak Ağar sorgusuz sualsiz Karateke köy kahvesine girdi, oturdu.
Köylü de Ağar'ı kendinden biri gibi karşılayıp, uzun uzun sohbet etti, bir güzel ağırladı. Demek ki çiftçi DYP'yi artık alternatif olarak görüyor. AKP'den, CHP'den umudu kesmiş.
Ağar'ın gezisi sırasında en çok dikkatimi çeken çarşamba günü İzmir Ticaret Odası Meclisi'nde meclis üyesi Salih Özçiftçi'nin sorusuna verdiği yanıt oldu. Özçiftçi, İzmir il yönetiminin "Susurluk şeref madalyamızdır" şeklindeki açıklaması konusundaki düşüncesini sorduğunda, konunun artık aşılmasını arzu ettiğinden olsa gerek uzun bir açıklama yaptı.
İzlediğim kadarıyla Ağar Susurluk olayını halkla beraber çoktan aşmış, ama bunu belli bir kesimin anlamamazlıktan gelmesinden dolayı duyduğu rahatsızlıktan olsa gerek, konu hakkında ki açıklamalarına daha bir rahatlık ve detay getirmiş.
RÜZGARI YAKALADI
Ağar, "Sizler burada deniz, balık, rakı muhabbeti yaparken bizler neler yapıyorduk bilen var mı? Sizlerin burada ki can güvenliğinizi sağlamak için PKK ile mücadele ediyorduk. Evladını şehit vermiş ailenin, dağda silah isteyen korucunun yanındaydık. Halk bizi takdir etti. Verilemeyecek hesabım yok. Olay, devletin meşru mücadelesinin, bazı merciler tarafından gayrimeşru mücadeleye çevrilmeye çalışılmasından kaynaklandı. Ama halk bunu yutmadı. Yutsa zaten bizi linç ederlerdi. Tekrar teveccüh edip seçmezlerdi. Bu gün sokakta yürüyemezdik. Meclis'te kürsüye ilk çıktığımda 'kaldırın dokunulmazlığımı' dedim. Eninde sonunda bilen, anlayan, herkes diplomatik anlamlarda anlayacaktır bunu" diyerek konuya açıklama getirdi.
Sanırım bundan sonra İzmir ve bölgesinde yakaladığı bu yükseliş ivmesini kaybetmemek için Ağar'ın İzmir seyehatlerini sıklaştırması, kendisini anlatması gerekiyor. Unutmamalı ki İzmir'de esen siyasi rüzgar Türkiye genelini etkiler. DYP'de bu rüzgarı yakalamış gibi...