YENİ ASIR

Aferin bize


17 Mayıs 2004

Aferin Türkiye'ye. Mükemmel bir Eurovision organizasyonu gerçekleştirdi. Abdi İpekçi tanınmayacak bir görkem içindeydi. Her şarkıda değişen sahne ışıkları ve renkler kusursuz işlendi. Şarkıların tanıtımında Türkiye'nin güzelliklerini gösteren çekimler de bir o kadar kusursuzdu. Adı ne kadar şarkı yarışması olsa da daha çok kareografinin ve görselliğin (öncelikle dansçıların) birinciyi etkilediği bir yarışma Eurovision. Şarkılar sadece bir kasetten dinlense ve oy verilse birincinin farklı bir olacağına eminim. Her Eurovision yarışmasında tekrarlanan komşu desteği, oylamayı en fazla etkileyen faktördü. Örneğin Ukrayna'nın komşularına göz atalım : Estonya, Letonya, Beyaz Rusya, Litvanya, Romanya, Belarus, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya. Biraz ötede Finlandiya, Almanya. İlginç olan aralarında politik platformda gerginlik olan ülkelerin halkları bile Eurovision konu olduğunda, din birliğini ve kültür benzerliğini bahane ederek birbirlerine oy verebilmeleri. Bizim komşular malum... Bizim esas gücümüz Avrupa'da yaşayan Türkler. Tam oy veren ülkelere bakın: Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya. Onların desteğini sadece milli maçlarda, Eurovision'da alıyoruz. Alın teriyle kazandıkları Euro'lar yıllardır çeşitli şekillerde dolandırıldı. Ukrayna'nın sadece komşu desteğiyle birinci olduğunu iddia etmek haksızlık olur. Sempatik performansları bana Sertap'ın geçen yılki şovunu anımsattı.

KADIN SEMAZEN
Önce size geçtiğimiz yaz yaşadığım bir olaydan duyduğum rahatsızlığı anlatmak istiyorum. Çeşme Sea Side plajında akşam Mercan Dede'nin konseri vardı. Konser bir Semazen'in gösterisi ile başladı. Semazen'nin başı kapalı olduğundan uzaktan onun kadın mı erkek mi olduğunu fark etmedim. Fakat daha sonra gösterisi bitip kenara oturduğunda yüz hatlarından kadın olduğunu anladım. Bu beni hiç rahatsız etmedi. Beni sema gösterisinin yapıldığı mekan ve ortam rahatsız etmişti. Plajda ve içkili bir ortamdaydık. Bir çok kişi gecenin ilerleyen saatleri olduğu için alkol duvarının eşiğindeydi... Sema gösterisi esnasında tüylerim diken diken olmuştu ve birden o an o ortamda bulunmak istemediğimi fark ettim. Yazarımız Işın Çelebi'nin Habertürk TV'de yayınlanan Semazen tartışmasını dinledim. Aynı konuya Sayın Çelebi dünkü köşe yazısında da değinmiş. Sanırım halk olarak önce "Sema nedir?", "Semazen nedir?" öğrenmeliyiz. Kadın-erkek tartışmasına gelince; Bence cinsiyet önemli değil. Zaten o esnada kişinin cinsiyetine dikkat etmiyorsunuz. Ama kadın ve erkeğin 700 yıldır birlikte sema yapması söz konusu olmamışsa, bazı örf ve adetlere saygı duymak gerektiği görüşündeyim.