Sakız Adası'nın şimdi tam zamanı, eylül! Diğer adalar gibi kum, deniz, güneş turistik ilgi odağının yanı sıra, mavi beyaz Yunan Adası imajını, sarı taş binaların olduğu yepyeni ada kavramını yaşatıyor 45 dakikalık uzaklıkta ki komşu ada...Hava açıktı, kıyıdan bakınca Çeşme sahilleri, dağlar, tepeler; işaret parmağı şimdi bu uçtan karşı uca Ildır' dan Karaburun' a. Adada dükkanların baş köşelerini adını almış olduğu sakız ürünleri süslüyor. Her defasında aynı his ve yabancılaştırma ile kendisini keşfe davet ediyor.
Yunanistan' ın beşinci büyük adası, kendine has mimari yapıya sahip çok sayıda ortaçağ köyleri, taş evleri, bakir koyları... Dünya' da damla sakızının üretildiği tek yer bu mucizevi ağaçtan ismini alan Sakız Ada' sı. Kendiliğinden her yıl mart ayında çıkan doğal lalelerin anakucağı, Hollandalılar' ın burdan götürüp kendi bitki örtüsüne kazandırdıkları laleler. Dünya' da değişik orkide türlerinden doksan iki adeti de burada yetişir. Ada'nın doğası oldukça zengin, özellikle ilkbahar aylarında cömert bir şekilde gözlerinizin önüne serer.
Mastikanın anavatanı Sakız'da öğleden sonra akşama kadar sokaklar tenha, siesta zamanı. Dükkanları kapalı görürseniz şaşırmayın. Bolca market ile alışveriş çılgınlığı yaşatıyor Türk turistlere. Kozmetikler, yiyecekler, zeytinyağı, çeşitli markalardan meşhur içkisi uzo, şarap, doğal sabunlar, reçeller ve hiç bizlere yabancı olmayan, dilimizi bilenlerinde olduğu ada halkı. Bu Ada da plaj, şezlong ücretsiz. Daha ne olsun ucuz tatil için. Şehiriçi ulaşım da araç kiralamayanlar için otobüs olanağı sağlıyor. Ada ortaçağ köyleri, sıcakkanlı insanları, leziz narenciye çeşitleri, mis kokulu damla sakızı, sabaha kadar eğlencenin devam ettiği tavernaları,deniz ürünleri, yel değirmenleri, huzurlu doğasıyla bizi her bakışımızda karşıdan çağırıyor, yaşatıyor kendisini. Gerçekten Sakızlılar güzel ve kaliteli zaman geçirmeyi iyi biliyorlar.
Pirgi, geometrik şekilli mimarisiyle tam bir görsel şölen sunan bu evler arasında kaybolmak... Daracık sokakları müze gezer gibi gezmek çok keyif verici.
Türk seyahat severlerin en sık uğrak yeri olan ada turizmde her geçen gün gelişme gösteriyor. Pirgi, Olimpi, Mesta labirent gibi daracık sokaklara sahip Orta Çağ köyleri ile geçmişin çok kültürlü izlerini dört bir yanında taşıyor olduğunu büyük bir hayranlıkla görmeniz mümkün. Tam bir tatil adası. Arkeolojik sit alanları, kaleleri, müzeleri, kiliseleri ve manastırları ile 45 dakikalık uzaklıkta, yurtdışı tatil beklentisini karşılıyor. Köylerin en büyük özelliği taş ve birer kale görünümlü; korsan saldırılarına karşı konuşlandırılmış olmasıdır.
Antikçağların en büyük destan yazarı Homeros' un eserlerinin burada yazdığına inanılıyor. Ve ben de bu seyahatimden sizleri de heveslendirip, belki bu yaz olmadı ama gelecek yaza sizde görürsünüz diye Homeros' un Taş' ından feyz alarak yazdım. " Başlangıçtaki emrin 'oku' olduğunu söylerler ama bu yanlıştır. Yazılmış bir şey yoksa neyi okuyacaksın? Gerçekte ilk emrin yaz olduğunu unutma" .