Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el Muceb’in önceki gün Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili yaptığı açıklamada dikkat çekici iki ayrıntı vardı. 29 Ekim’de Türkiye’ye gelen ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’la yaptığı görüşme sırasında kendisine sorulan, “Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinde katillerle işbirliği yapan ve cesedi yok ettiği iddia edilen yerel işbirlikçiler kim?” sorusuna, “Bizim böyle bir tespitimiz ve açıklamamız yok” yanıtı verdi. Suudi Başsavcı’nın bu cevabı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31 Ekim’deki açıklamasında şöyle yer aldı: “Cemal Kaşıkçı’nın öldürülme eyleminin planlanma aşamasına ilişkin kendi soruşturmaları kapsamında tespit edilen herhangi bir bulgunun olup olmadığı, ‘yerli işbirlikçi’ olarak kamuoyuna yansıyan kişinin kim olduğu sorulmuş, bu sorular aynı gün yazılı olarak kendilerine iletilmiştir. Cevabi yazıda olayla ilgili olarak ‘yerli işbirlikçi’ bulunduğuna dair Suudi Arabistan krallığı makamlarının herhangi bir beyanlarının olmadığı bildirilmiştir.”
‘İFTİRA PEŞİNDELER’
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘yerli işbirlikçi’ konusunda bir açıklama yapmayan Suudi Başsavcı önceki gün ise ‘yerel işbirlikçileri’ telaffuz ederek resmi açıklama yaptı. Türk güvenlik ve yargı yetkililerine göre, Suudiler önümüzdeki günlerde Cemal Kaçıkçı cinayetiyle ilgili ‘yerel işbirlikçi’ tezini gündemde tutarak Türkiye’ye suç iftirası peşinde olacaklar. Üst düzey bir Türk güvenlik yetkilisine göre, Suudi savcılar ‘gerçeği bulma değil örtme peşinde’.
Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el Muceb’in yaptığı açıklamada dikkat çekici ikinci madde ise Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine yönelik, ‘ölüm nedeni boğulma ve ölümcül dozda ilaç’ şeklindeydi. Türkiye’de eldeki mevcut delillere göre gazeteci Cemal Kaşıkçı, kafasına bir poşet geçirilip boğularak öldürüldü, cesedi parçalandı ve yok edildi.
Hürriyet’in üst düzey güvenlik ve yargı yetkililerinden edindiği bilgilere göre, Kaşıkçı cinayetinin öncesinde ve cinayet esnasındaki Suudi ölüm timinin kendi arasında yaptığı konuşmalar cinayetin önceden planlı, organize ve Suudi devlet kademesinin üst düzeyinde bulunan kişilerin cinayetteki konumlarına işaret eder nitelikte.
DELİL BIRAKMAMAK İÇİN
Yine Hürriyet’in edindiği bilgilere göre, Suudi ölüm timi, Cemal Kaşıkçı’yı boğarak öldürdükten sonra vücuduna ilaç enjekte etti. Ancak bu ilaç Suudi savcıların yaptığı açıklamada yer aldığı gibi ‘öldürme’ amaçlı değildi. Türk yetkililere göre Cemal Kaşıkçı boğularak öldürülmüş, sonrasında vücuduna ilaç enjekte edilerek kanın pıhtılaşması sağlanmış. Bu yöntemin sebebi ise konsoloslukta olası bir arama sonrası etrafta kan izi yani delil bırakmamak içindi. Cemal Kaşıkçı’nın cesedine ilaç enjekte ettikten kısa bir süre sonra cesedi parçalandı. Türk yetkililere göre, Suudlar cesedi kimyasal maddeler kullanarak yok ettiler. Son yaptıkları açıklama ile cinayetteki bu ayrıntıları da gizlediler.
KAŞIKÇI’NIN DNA’SI ÇIKMADI
- ÖLDÜRÜLEN gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili DNA analizi sonuçlandı. Başkonsolosluk binası, başkonsolosun konutu ile başkonsolosluk araçlarından alınan DNA verileriyle Kaşıkçı’nın kişisel eşyasından alınan DNA örnekleri karşılaştırıldı. Yapılan kriminal incelemede, alınan DNA verilerinin Kaşıkçı’nın DNA’sıyla uyuşmadığı belirlendi. Yalova’da bir Suudi iş insanına ait 3 katlı villadaki aramanın da 15 kişilik infaz timinden bir kişinin iş insanını telefonla aradığının belirlenmesi üzerine yapıldığı bildirildi. - Çetin AYDIN/İSTANBUL