Dünyanın en büyük tuzlu ve sodalı gölü olan Van Gölü’nde inci kefali dışında sadece mikrobiyalitteki tatlı suda yaşayan ve jandarma su altı timinin dalış sırasında fark ettiği 5-6 santimetre boyundaki yeni balık türü, araştırmacıları şaşırttı. Van Gölü’nde 13 metre yükseklikteki bir mikrobiyalitin içerisinde yaşayan ve geçen ay İl Jandarma Komutanlığı Su Altı Timi’nin dalış sırasında rastladığı balığın türünün belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
Van Gölü’nde yaşayan inci kefali dışında ilk kez rastlanan siyah benekli sarı renkli balık türünün habitat alanları, popülasyonu ve beslenme koşullarının belirlenmesi için Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) tarafından 6 kişilik uzman ekip oluşturuldu.
Aralarında YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fazıl Şen ve Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Elp’in de bulunduğu ekip, mikrobiyalitin içerisindeki tatlı suda yaşayan balık türünün diğer özelliklerinin ortaya çıkarılması için Su Altı Timi ile Van Gölü’ne dalış gerçekleştirdi.
Laboratuvarda incelemek üzere su yüzeyi, mikrobiyalit ve balıktan numuneler alan ekip, balığın mikrobiyalit dışına çıkmayarak içerideki dar alanda yaşamını sürmesinin şaşırtıcı olduğunu belirtti.
“HAYRET VERİCİ BİR DURUM”
Prof. Dr. Şen, yaptığı açıklamada, balık türünün yaşam ortamı ve suyun özelliğiyle ilgili genel bir inceleme yaptıklarını söyledi.
Sudan aldıkları örnekleri laboratuvar ortamında değerlendireceklerini anlatan Şen, şöyle konuştu:
“Balığın tuzlu ve sodalı gölde bulunan mikrobiyalitin içerisindeki tatlı suda yaşaması enteresan geldiği için çalışma başlattık. Bu çevrede bulunan bir tatlı su türüne çok benziyor. Dolayısıyla Van Gölü suyu özelliklerinde yaşayabilir mi yaşayamaz mı onu henüz bilemiyoruz. Burada ona göre bilgi alacağız. Dar bir alanda neslini nasıl devam ettirdiğini belirlemeye çalışıyoruz çünkü bu, hayret verici bir durum. Balığın yaşadığı mikrobiyalit ve alanlarından su örnekleri aldık. Bu örneklerden balığın Van Gölü’nde hangi limitlere kadar yaklaşabildiğini görmeye çalışacağız.”
“MİKROBİYALİTİN DIŞINA HİÇ ÇIKMIYORLAR”
Prof. Dr. Elp de balık türünü araştırmak amacıyla göle ilk dalışı gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Balığın yaşadığı ortamı görme fırsatı bulduklarını ve bunu kayıt altına aldıklarını anlatan Elp, “Balıklar mikrobiyalitlerin üzerine yerleşmişler. Çok enteresandır çünkü mikrobiyalitin dışına hiç çıkmıyorlar. Kaya balıklarında olduğu gibi hava kesesi yok. Normalde bunlarda küçük kemiksi kapsülle kaplanmış bir hava kesesinin olmasını bekliyorduk.” diye konuştu.
Balık türünün “çöpçü balığı” denilen grupların içerisinde yer aldığını aktaran Şen, şunları kaydetti:
“Yoğunluğun bu kadar olması bizleri çok şaşırttı. Neredeyse yarım metrede bir balıkları görebiliyoruz. Belli saatlerde yüzlercesi açığa çıkıyor. Balığı iyice incelememiz lazım çünkü normal şartlarda tuzlu suda yaşayan bir tür değil ama bu balık şu an tuzluluğun olduğu bir ortamda yaşıyor. Tatlı su çıkışlarının olduğu ağız noktalarında bulunuyor. Bu habitatta besini nereden buluyor, üremek için nasıl bir ortamdan faydalanıyor, bunun araştırılması lazım.”