Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerdeki adaylarını tanıttı ve 12 maddelik seçim bildirgesini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu biraz önce salona girdi.
Ankara Kapalı Spor Salonu'nda saat 11.00’da başlayan tanıtım etkinliğinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin üç büyükşehir belediye başkan adaylarının ortasına yerini aldı.
Kılıçdaroğlu, salonda partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile beraber oturdu.
Ardından Kılıçdaroğlu kürsüye geldi ve konuşmasını yaptı. İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından özetle satır başları;
İYİ PARTİ’YLE İŞBİRLİĞİ SAADET PARTİSİ İLE DİRSEK TEMASI YAPTIK
“Bu ülkede herkesin karnının doymaya ihtiyacı var. İşe ihtiyacı var. Bu toplantıdan sonra herkes alana çıkacak. Asla asla kırıcı bir üslup kullanmadan Türkiye sathına yayılacağız. İYİ Partiyle bir işbirliği yaptık. Buradan Sayın Akşener ve bütün İYİ partili kardeşlerimize selamlarımı gönderiyorum. Saadet Partisi’yle dirsek teması yaptık, başta sayın Karamollaoğlu olmak üzere bütün Saadet Partili kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz.
Siyaset kurumu teşhis koyarken liyakatlı olacak, kültürü bilgisi olacak. Sorunu çözmek için sağlıklı belli bir zaman dilimini içeren planlamalar yapmanız gerekiyor.
Türkiye yönetilmiyor. Eğer bir siyasal iktidar sorunlara teslim olmuşsa mevcut siyasal iktidar artık çözüm üretemiyor, şikayet eder bir konuma geldi. Şikayet ediyor çözemiyorsan o koltukta ne işin var. 17 yıldır iktidarda olanların şikayet etmeye hakları yoktur.
Vergi topladılar yetmedi, fabrikaları sattılar yetmedi. Şimdi kapı kapı dolaşıp borç arıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’dan sonra ilk kez Londra’da bir grup tefeciye teslim edildi. Borcu ödemek için borçlanan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Borç aldılar şimdi emir alma süreci başladı. Tweet atıyor biri, Amerikan Başkanı, Papaz’ı bırakmazsan seni mahvederiz. Talimatla papazı bıraktılar. Merkel istiyor bırakıyorsunuz, Macron istiyorsunuz bırakıyorlar. Peki kimi bırakmıyorsunuz. Türkiye’nin gazetecilerini, Türkiye’nin annelerini…
CHP’NİN 12 MADDELİK SEÇİM BİLDİRGESİ
1. Hoşgörülü ve halka saygılı kentler
2. Hakça paylaşan kentler
3. Hesap veren ve şeffaf yönetilen kentler
4. Yoksulluğu yenen kentler
5. Üreten ve istihdam yaratan kentler
6. Yenilikçi ve akıllı kentler
7. Ulaşım sorunu
8. Nefes alan kentler
9. Sosyal adaleti sağlayan kentler yaratacağız
10. Kültür ve sanatı geliştiren kentler
11. Doğa dostu yeşil kentler
12. Mutlu şehirler
MAHSUNİ’DEN ÖRNEK VERDİ
Bir zat var biliyorsunuz Saray’da oturuyor. Kin üretiyor, nefret üretiyor, sanıyor ki ben milleti kandıracağım. Geçen Sivas’ta bir konuşma yapıyor. “Ne diyorlar domates, ne diyorlar patlıcan, ne diyorlar sivri biber. Yahu düşünün be bir merminin fiyatı nedir’ Allah aşkına şu anlayışa bakın. Biber diyen kim vatandaş. Domates diyen kim vatandaş, sivri biber diyen kim vatandaş. Soğanı unutmuş ama neden unutmuş çünkü rahmetli Mahsuni diyordu ki “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana , bilsem söylesem mi söylemesem mi?”
Mutfakta yangın var haberi yok bu bey efendinin. Bu millet kendisini açlığa mahkum eden bir siyasi anlayışa ders vermek zorundadır. Kondordato günlük hayatın parçası oldu.
Yandaşa köprü, hastane yaptırıyorsun dolarla. Yandaşın tünelinden geçiyorsun dolarla tartışıyorsun. Efendim bunların bunlar suçlu değil suçlu kim Türk lirası ile karnını doyuranlar. Manav kasap.. Çalışa çalışa kazanacağız, yürüyerek kazanacağız. Bizim yolumuz hak ekmek yoludur.
Hoşgörülü ve halka saygılı kentler. Belediye başkanlarımız toplumun bütün değerlerine saygılı olacak.
3 BİN KİŞİLİK EKİPLE GİDİYORSA MEMLEKETE FAYDASI OLMAZ
Tasarruf nasıl yapılır öğrenmek mi istiyorsunuz bir ev hanımı devam edin Saray’a. Eğer Saray’da oturan zat 3 bin kişilik polis ekibi ile gidiyorsa onun bu memlekete faydası olmaz. İsraf haramdır ama haram yemeye alıştıkları için israf yapmaktan çekinmiyorlar.
İkinci maddemiz Hakça paylaşan kentler. Saray’ın belediye başkanları. Ne demek Sarayın belediyeciliği? Sarayın belediyeciliğinde aslolan ranttır ve rantın yandaşlara aktarılmasıdır. TOKİ’nin raporu diyor ki İstanbul Ayrıcalıklı Plan değişiklikleri raporu bu planı yapanlara sağlanan rant 240 milyar liralık avantaj sağlanıyor.
Sarayın belediyeciliğinin özelliği bütün bu belediyelerin denetim dışı kalmasıdır. Sarayın belediyeciliğinde yapanın yanına kar kalır anlayışı vardır, Sarayın belediyeciliği seçimle gelen sarayın şantajıyla baskısıyla koltuğundan ayrılmak zorunda kalır. Sarayın belediyeciliği halka hesap verilmez halka hesap sorulur.
İKİ TÜNELİ KARŞILAŞTIRDI
İzmir’de 2.5 kilometrelik Sabuncu Tüneli yapılır merkezi yönetim. Maliyeti 536 milyon lira. Aynı benzer bir tünel o da 2.5 km, 110 milyon liraya yapıyor. Saray belediyeciliği ile halk belediyeciliğinin arasındaki farklardan birisi de budur.
Pendik Çınardere, Üsküdar Kirazlıtepe büyükşehir belediyesi ve üsküdar belediyesini bize vereceksin o rant senin hakkın. Harcadığımız her kuruşun hakkını millete veririz.
Hesap veren ve şeffaf yönetilen kentler. Belediyelerimiz şeffaf yönetilecek.
Yoksulluğu yenen kentler. Asgari ücretle çalışan kardeşlerime sesleniyorum. 1 Ocak 2019’dan itibaren CHP’li belediyelerde asgari ücret 2200 liradır. 2200 lira almak istiyorsan oyunu CHP’li belediyelere vereceksin. İşçi kardeşim, her ay 2200 lira alacaksın. Yetmiyor 1 Ocak’tan Nisan’a kadar bütün farkları da sana ödeyeceğiz.
Bulunduğunuz beldede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Açlığı yok edeceğiz bizim belediyelerde. Bir ailenin 2900 liranın altındaysa onun doğalgaz, elektrik parasını gerekirse biz ödeyeceğiz. O ailenin çocukları kreşlerde kalacak. Anneler babalar para ödemeyecek. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.
Nefes alan kentler, bizim belediyelere bakın. Parkı da var kent ormanı var.
Sosyal adaleti sağlayan kentler, engellilere yaşlılara pozitif ayrımcılık sağlayacağız. İstanbul 39 beldiyesinin 14’ünde kreşi yok. Hepsi AK Partili belediyeler. Zengin fakir ayrımı yapmadan onlara bakıp büyüteceğiz.
İSTANBUL’DA BOĞAZI GÖRMEYEN KADINLARIMIZ VAR
İstanbul’da yaşayan ev hanımlarının yüzde 50’si Boğaz’ı görmemiş. Yazık değil mi?
11’inci kuralımız, doğa dostu kentler. Bütün canlıları koruyup onlarla yaşamının keyfini yaşayacağız.
Başaracağız, başarmak zorundayız, çocuklarımız, bayrağımız, Cumhuriyet için, Çocuklarımızın yatağa aç girmemesi için başarmak zorundayız. Bahara özlem duyuyoruz. Baharı bu ülkeye getirmek zorundayız. Alanlara dağılacağız ve mücadelemizi yapacağız”