İNTERNET HABER

Türkçe-Kürtçe kılavuz


04 Nisan 2009

Nihayet bayraksız bir gökyüzüne kavuştuk. Birbirine karışmış bayrak ve afişlerin oluşturduğu gökyüzü kirliliğinin yerini masmavi bulutlar aldı.

Seçim kargaşası da bittiğine göre artık gerçek gündeme kilitlenebiliriz. ABD Başkanı Barack Obama’nın ziyareti, ekonomik kriz, Ergenekon , Kürt Konferansı, yeni anayasa derken Türkiye’nin  gündemi dolup taşıyor.

Bir de hala tartışılan ,çöplerden toplanan oylar karmaşası olması,en azından seçim sayfasını kapatmış olacağız.

Şimdi gelelim AKP Kürtçe açılımına rağmen neden Kürtlerden oy alamadı?

Alamazlardı …Çünkü zaten Kürtler bunu kendilerinde doğal hak görüyorlardı.

TRT ŞEŞ’le başlayan Kürtçe açılımı bir çok tabuyu da deviriyor. Diyarbakır Tabip Odası,yıllardır var olan bir ihtiyacı bu rüzgardan istifade gidermiş. Güneydoğu’da doktorluk yapan ancak Kürtçe bilmeyen doktorlar için bir Türkçe-Kürtçe kılavuz hazırlamışlar. Bölgede Türkçe bilmeyen ya da Türkçe’si yetersiz olan hastalarla karşılaşan doktorlar bundan sonra özellikle teşhis aşamasında tercümansız anlaşabileceklermiş.

Bin adet bastırılan 214 sayfalık kılavuzu hazırlayan ekipten Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Selçuk Mızraklı, “ Bugüne kadar kim bilir kaç kişi yanlış anlamalar yüzünden sağlığını kaybetti” açıklamasında bulunmuş.

Kürtçe –Türkçe kılavuzda birçok branş için ayrı hazırlanan bölümlerde doktorun hastaya sorabileceği sorular ve hatta telaffuzları yazılmış. Kılavuzda ayrıca doktor-hasta arasında geçebilecek sözcükleri kapsayan bir minik sözlük bulunuyormuş.

Ne mutlu Türk’üm diyene! Değil mi?

Bakın binlerce hasta aynı topraklarda farklı dili konuşup anlaşamadıklarından dolayı güneydoğu da telef olmuş gitmiş.Yanlış teşhisler konmuş. Hasta belki de başım ağrıyor dedi, gittiler dalağını aldılar.

Şimdi de TRT ŞEŞ kuruldu. Gelsin oylar…   

Gelmedi işte…

Keşke TRT ŞEŞ ‘den önce  bizimle aynı toprakta yaşayan dilimizi bilmeyen insanlara doğru düzgün sağlık hizmeti sağlayabilseydik.

Keşke yıllarca önce , Kürtçe-Türkçe sağlık terimlerini de içine alan on binlerce kılavuz bastırılsaydı da bu kadar çok insan anlaşılamamaktan kaynaklanan yanlış teşhisler yüzünden heba olmasaydı..

Ya da keşke yıllarca önce o bölgelere yeterli hizmet,yatırım yapılsaydı da Kürtçe konuşan Türk vatandaşları Türkçe’yi okullarda öğrenebilselerdi.

Keşke aynı topraklarda ayrı dilleri konuştuğumuz için şehit kanları akmasaydı.

Keşkeleri sıralamaya kalkarsak bu işin altından kalkamayız.

Son pişmanlıkların fayda etmediğini Güneydoğu’da alınan oylar apaçık ortaya koydu.