Önce Cumhuriyet Mitingi
Günlerdir sizlere DP ve DSP kongreleri hakkında düşündüklerimi yazmaktan sıra ancak bugün Cumhuriyet mitingine ve diğer konulara gelebildi.
Bazı basın organlarının, katılımcıların soruşturması kapsamına alınabileceğini duyurmasından dolayı tartışma konusu olan cumhuriyet mitinginin gerçekleştirildiği gün Ankara’da idim. Ankara’da olup Tandoğan’a yani miting alanına gitmemek olmazdı.
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin () öncülüğünde 130 sivil toplum kuruluşunun “Hukuka saygı ve ” sloganı altında düzenlediği miting gerçekten görülmeye değerdi. Türkiye’nin dört bir yerinden gelen katılımcılar Ergenekon soruşturmasını ediyor, ellerinde pankartlarla korkusuzca yürüyorlardı.
Miting alanında ki duyarlı ve coşkulu vatandaşlarımızı görünce ; “Bu mitingler yapılıyor yapılmasına da , 22 Temmuz öncesi defalarca miting yapan milyonlarca Türk vatandaşının oyu nereye gitti? sorusu ister istemez beni rahatsız etti.
Yani aklımız başına yeni gelmiş değil. Bu durumdan anladığım bir şey var ki o da çelişkilerle dolu olduğumuz.
Belki de bardağı taşıracak son damlayı bekliyoruz…
Türkan Saylan’ın ardından…
Günlerce ağrıları nedeniyle uyutulan Türkan Saylan’nın ölüm haberinin eninde sonunda geleceğini herkes gibi bende biliyordum.Her televizyonu açtığımda “ acaba” sorusu ile haberlere bakıyor beklenen haberin gelmemesi için dua ediyordum.
Ve sonunda Saylan hakkın rahmetine kavuştu.
Sanki toprağa verilmek için Pazar günü gerçekleşen Cumhuriyet mitingini hissetmeyi ve 19 Mayıs’ı beklemişti.
Cenazeye gitmeyi kafaya koyduğumdan güne erken başlayarak işlerimi bitirdim ve cenaze saatinde kalabalığın arasına karıştım. Cumhuriyet mitingine gelen kalabalıklar Saylan’ın cenazesine de sahip çıkmıştı .Her şey sanki Pazar gününün devamı gibiydi.
Vatandaşlarımızın bu duyarlılığı karşısında elimde olmadan ürperdim. Yıllardır kanserle mücadele eden bir insanın en büyük düşmanı sıkıntı ve üzüntüdür. Her iki faktörde morali yüksek olması gereken kanser hastasının hastalığını tetikler.
Türkan Saylan gibi mücadeleci bir kadının sonunu getiren,hastalığını tetikleyen olayları ise bütün Türkiye gözleri ile gördü.
Gözlerimin önünden hiçbir zaman gitmeyecek olan bir görüntü var ki, o da Saylan’ın hasta yatağından kalkıp pencereden halka seslenmeye çalışmasıdır.
Bütün Türk halkının başı sağ olsun…
Ve 19 Mayıs…
Bizi üzen, gücümüzü tüketen ,dünyayı zindan eden, bölmeye çalışan ne kadar etken varsa, bunların hiç biri Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının karşılaştıkları sorunlarla kıyaslanamaz.
19 Mayıs bugünlere ulaşmamıza sebep olan, Milli Mücadele'nin özünü oluşturan tarihtir.
Bunu kimse unutmamalı , yeni nesillere unutturmamalı ve unutturulmasına izin vermemeli !