İNTERNET HABER

Sel acısını İzmir unutmadı !


11 Eylül 2009

 

 

 

Yıl 1995…. Akşam saatlerinde, o yıl henüz 3 yaşında olan oğlumla ikimiz ,annemlerde yemek yedikten sonra kendi evimize döndük.

O yıllarda Karşıyaka Çamlık sokakta olan  evimize girerken arabayı yer bulamadığımdan yan sokağa park ettim. Apartmana girmeden önce garip bir hisle gök yüzüne baktığımı çok net hatırlıyorum.Çünkü hava da garip bir durgunluk vardı.Gökyüzü kara bulutların arasında kızıl bir renge bürünmüştü.

 

Tüm kepenkleri sımsıkı kapatıp yatıp uyumuştum. Sabah ısrarla çalan telefonla gözümü açtığımda annemin telaşlı sesini duydum.

Annem ; “ Kızım iyi misiniz? Sakın evden çıkayım demeyin….!”

Ben ; “ Anne anlamıyorum.Hayrola ne oldu?” 

Annem ; “ Ayşem sen balkona çıksana bir kere…”

Annemin bu sözleri üzerine, gece sımsıkı kapattığım kepenkleri açarak balkona çıktım.  Hava da kesif bir çamur kokusu ve garip bir durgunluk vardı. Tam “ne oldu acaba?”  diye  düşünürken ,balkondan aşağı baktım ve hayatımda bir daha asla görmeyi istemeyeceğim bir manzarayla karşı karşıya kaldım.

Öyle bir çığlık atmışım ki açık unuttuğum telefonda annem neredeyse korkudan düşüp bayılacakmış.

 

Sokağımızda ki tüm arabaların üzerinde çöp bidonları yüzüyordu.Arabaların bir kısmı ters dönmüş, bir kısmı ise birbirlerinin üzerine çıkmıştı. Tam bir kabus görüntüsü hakimdi. Gördüklerimin gerçekliğine yeniden annemin sesiyle kendime geldiğimde inanmaya başlamıştım.

 

Hele hele annemlerin birinci katında oturan arkadaşlarımın uyurlarken evlerinin sular altında kaldığını ,gece annemlere sığındıklarını duyduğumda ise yaşadığım şoku anlatamam.

 

Tüm bu kabus görüntülerden sonra  aklıma kendi arabamızın ne durumda olabileceği geldi. Ama hiçbir suretle gidip bakmam mümkün değildi. Çünkü haberlerde dinlediğim kadarı ile    63 canı sele kurban vermiştik. Ölenlerden bir tanesi de bizim sokakta elektriğe kapılan genç bir bayandı. Belki o dönemi hatırlayanlar bahsettiğim olayı da hatırlayacaklardır.Çünkü 95 yılında İzmir selinde yaşananlar günlerce Türkiye ve dünya basınından düşmemiş,gündemi meşgul etmişti.

 

Bir de o dönemden sonra evlerini ve arabalarını sigorta ettirenler “sel baskını “ bölümünü sigorta poliçelerine mutlak  ilave ettirir olmuşlardı. Çünkü o güne kadar yapılanlarda her ne hikmetse böyle bir bölüm yoktu. Sanki doğa bize oyun oynayamazmış, böyle bir afet yaşanmazmış gibi yaşamayı arzu etmiş olmalıyız ki gereken önlemleri de almamıştık.

 

O günden bugüne İzmir’de çok şey yapıldı. Ama ne derece doğru yapıldı ? Bunun yanıtını ne yazık ki ancak bir afet daha yaşarsak  öğrenme imkanına sahip olabileceğiz.

 

İzmir Valisi’nin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yerinde olsam konu hakkında acil bir inceleme ve önlem planına başlardım. Felaket olduktan sonra durum değerlendirmesi yapacak olursak , İstanbul Belediye Başkanının yaptığı gibi yine suçu insanoğluna atmak zorunda kalırlar.

 

Ama unutulan bir şey var ki ; O insanoğlu bugün Türkiye’yi yönettiği gibi o gün de yani tam 14 yıl önce İstanbul’u yönetiyordu. 

 

Afet, 1995’te Bostanlı Deresi’nde patlamıştı. Aynı yoğunlukta veya daha şiddetli bir , acaba Bayraklı’da, Bornova’da, ’da, Kadifekale’de, Balçova’da, ’da olursa ,bugün  ne olur?
Lütfen bu soruların cevaplarını afetten sonra öğrenmeyelim.Meteroloji günlerdir  hava raporu veriyor anormal yağışlar olacağını bildiriyor.

 

Bu arada Türk  basını sadece sel felaketine boy boy sayfa ayırdığından şehitlerimizin cenaze törenlerinin haberleri küçücük kaldı.

Vay gidene…!

Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar,  demişler.

Hem sel felaketinde ölenlerin ,hem de şehitlerimizin ailelerine Allah sabır versin.

Hepimizin başı sağ olsun !