Sevgili okuyucular görüyorum ki toplum olarak sosyal sağlığımız ciddi olarak tehlikede. İnsanın yasadığı sosyal çevrede sağlığını bozabilecek olumsuzlukların olması ve bunun sürekli hale gelmesi ciddi toplumsal sorunlara yol açmakta. Trafik kargaşası, çevre kirliliği, insanların eğitimsizliğinden, bilgisizliğinden ve görgüsüzlüğünden kaynaklanabilecek türlü sıkıntılar, üzüntüler, yol - su elektrik sorunları, işsizlik, enflasyon, terör ve insan hürriyetini ,şahsiyetini sınırlayan uygulamalar bu sorunlar arasında.
Sosyal sağlık , bireyin yaşadığı sosyal çevrede bedensel ve ruhsal sağlığını bozmayacak şartları bulabilmesidir. Bu olmaz ise haliyle insanın yerine göre bedensel, ruhsal ,sosyal sağlığı sarsılacak ve çeşitli zorluklar yaşayacaktır. Ruh sağlığı olmadan sosyal sağlık olmaz, sosyal sağlık olmadan da ruh sağlığından bahsedilemez.
Ve görüyorum ki son yılların getirdiği yüklerden dolayı Türk toplumu hem sosyal ,hem de ruh sağlığını kaybetmiş durumda. Kaybetmeyenler ise kaybetmek üzere…
Bu kanıya nasıl mı vardım?
Sokakta ki vatandaşı, iş adamını , halkı dinleyerek…
İnsanlarımız resmen paranoyaklaştı.
Öncelikle dün kendi yaşadığım bir olaydan sizlere örnek vermek istiyorum ; İstanbul da kardeşim, oğlum ve ben Maslak güzergahında araba giderken ,hiç olmayacak kör bir kavşakta polisin arabaları kontrol ettiğini gördük. Bize yol veren polis ekipleri yolda sadece bir arabayı durdurmuş didik aramaktaydılar. Kardeşim ; “ Abla , sence normal mi bu saatte ,burada böyle bir arama yapılması “ sorusu sorduğunda genç bir insanın içinde ki polis korkusuyla karşılaştım.
“İhbar vardır “ yanıtını verdiğimde , kardeşim “ Abla, inan sokaklarda artık polisten bile korkar oldum. Ya beni de böyle durup dururken durdursalar.Hatta insanları evlerinden alıp götürdükleri gibi götürseler… Günlerce haberiniz olmazsa… Bir de döverek öldürüyorlarmış . Gazetelerde okuyoruz .” demez mi….
Kendi kendime içimden ,’hayda ! bu da nereden çıktı’ diye düşünürken ,kardeşime verecek cevabım olmadığını gördüm. Anladım ki toplumsal korku ve baskı ne yazık ki sadece benim birinci derece yakınımda değil , son zamanlarda konuştuğum bütün Türk vatandaşlarında mevcut.
Sosyal sağlığımızın bozulması tabi ki sadece bu korkulardan ve baskılardan kaynaklanmıyor. Ekonomik kriz herkesi yıldırmış durumda. Bu hafta ki Newsweek dergisinde “kriz bizi teğet geçiyor” diyenlere kötü bir haber var ; İktisat Profesörü Osman Altuğ “ işsizlik rakamı gerçekte 13 milyondan fazla” diyormuş.
Altuğ’a göre ; Üretim, verimlilik , işe alma gibi köklü reformlar yapılsa da, işsizlik sorunu çözülemezmiş. Çünkü kadınların iş yaşamında ki yeri, tarım kesiminde ki gizli işsizlik ,yüzde 50’ye yakını kayıt dışı olan bir ekonomide sigortasız çalışma yaygınlığı, sosyal ve siyasi problemlerin başında geliyormuş.
Dolayısıyla küresel ekonomide ki iyileşme belirtileri Türkiye’ye yansısa bile ,Türkiye’nin yerküre ile alakasız, eskiden gelen problemleri varmış.
Anlayacağınız problemliyiz, problemli…