Haydi hayırlısı,diyorum.Çünkü bir mektup davasıdır gidiyor. Ne demişler ,her işte bir keramet vardır.
Bir zamanlar insanlar birbirlerine mektuplar yazar uzun uzun dertleşirmiş.Derken yerini bilgisayar teknolojisi ile e-mail denen mekanik ve duygusuz bir sistem aldı. Ardından, o da yetmedi telefon mesajları başladı. İşler o kadar ileri gitti ki bayramlarda ,vefatlarda insanlar birbirlerini telefon mesajları ile kutlar ya da taziyelerini sunar oldular.
Geçtiğimiz günlerde doğu kökenli , kelli felli bir dostumuzun akşam yemeğine konuk olduk. Konu yine malum, son günlerin trend konusu “ mektup ” meselesine geldi.
Aramızda Başbakan’a Baykal tarafından yazılan, Başbakan’ın da Baykal’a yazacağı mektup veya mektupların içeriği konusunda tartıştık.
Fakat bu arada, kelli felli dostumuz konuyu biraz da nostalji yönüyle ele aldı ve ;
“ Ya eskiden ne güzel mektuplaşırdık. Aşk mektupları yazardık.Bayramlarda birbirimize ziyaretlere giderdik. Son bayram da ağabeyime telefon açtım,ailece bayramlarını kutladım . Ardından da “ evdeyseniz öğleden sonra uğrayacağız “ dedim.Bana ne cevap verdi dersiniz ; “E…şimdi telefonda konuştuk,bayramlaştık ya….” Aldığım yanıt karşısında dondum kaldım.O günden beri ağabeyimi ne arıyorum ne de soruyorum.Bizde bile gelenek görenek kalmadıysa vay Türkiye’nin haline! “ şeklinde dert yandı.
Eh! Ben de durur muyum konuya balıklama dalıp;
“CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan'dan aldığı 2 sayfalık kibar bir mektup almış. Baykal ,partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile değerlendirerek en kısa sürede kendilerinin de aynı üslupla cevap vereceklerini belirtmiş. Ne güzel normalde “insanlar konuşa konuşa anlaşır” denir. Ama bizim liderler insanlıktan çıkıp , gırtlakları yırtılana kadar bağırıp, tepiştiklerinden, sonunda özlerine dönüp yazarak anlaşma yoluna gider oldular.Bu da bir gelişme “ yorumunda bulundum.
Fakat konuya bana kalırsa en güzel yaklaşım, esprili kişiliğe ile tanınan Sayın Hüsamettin Cindoruk’tan geldi.Başbakan Erdoğan ve Baykal’ın mektup trafiğini 'platonik aşk' olarak yorumlayan DP Genel Başkanı Cindoruk'a katılmamak mümkün mü?
En ummadığınız zamanlarda CHP desteği ile Erdoğan bugünlere gelirken, Abdullah Gül’de Cumhurbaşkanı olmadı mı?
E…ne demiş büyüklerimiz….En büyük aşklar büyük kavgalar neticesinde doğarmış.Şimdi sırada Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı söz konusu iken bu mektup trafiğinin Cindoruk’un yorumladığı şekle bürünmesi bana kalırsa yine an meselesi.
Başbakan Erdoğan yememiş içmemiş Cindoruk'a hemen ''Ben pek platonik aşktan anlamam. Benim aşkım gerçek aşktır' yanıtını yetiştirmiş.
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer hesabı ,Cumhurbaşkanlığına giden yol da bu mektuplardan geçiyorsa hiç şaşırmayın.
Benden söylemesi…!