MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli AKP"nin kapanma davasıyla ilgili olarak yaptığı son yazılı basın açıklamasında, "Türkiye'yi böylesine bir çıkmaza sokanların, şimdi milli irade edebiyatıyla sahte demokrasi havariliği yapmaya, millet adına savcılık veya avukatlık rolüne soyunmaya hakları yoktur. Yaşanan bu süreç hakkındaki nihai hükmü, değişmez hakim olan Türk Milleti verecek ve köhne siyaset anlayışları milli vicdanda mahkum olacaktır. Türkiye, bu sancılı süreci toplumsal sağduyusunun rehberliğinde mutlaka aşacak ve siyaset anlayışlarının ve parametrelerinin değişeceği yeni dönem başlayacaktır." demiş.
Doğru da söylemiş...MHP lideri Devlet Bahçeli'nin özellikle 22 Temmuz seçimlerinden itibaren izlediği politikaları dikkatli bir şeklide izlemekteyim.
Bahçeli 'de öyle bir şey var ki
Buna 'strateji mi , yoksa yetenek mi ' demeli bilemedim. Ama bir gerçek var ki , izlediği politika 12 Eylül öncesi dönemden çok farklı.
Çünkü, dikkat ederseniz yaptığı çıkışlarla Bahçeli ,Türkiye siyasetini hem hızlandırıyor, hem de ses getirecek yönlendirmeler yaptırıyor.
Geçmişten günümüze bakacak olursak ; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, göreve gelir gelmez, "yeni MHP"nin ilk işaretini ülkücü gençlerle ilgili olarak verdi ve son kurultayda da, "Atatürk milliyetçiliğini" tam olarak vurguladı.
Bahçeli ,12 Eylül öncesindeki imajı tümüyle silebilmek için ülkücü gençlerle sokağın bağını kesmeye çalıştı. Ülkücü gençlerin elinde "silah değil, bilgisayar" görmek istediğini duyurdu.
Aşırı milliyetçi, aşırı sağcı, ırkçı sayılacak kadar Türkçü, "davadan döneni vurun" diyen, kafatasçı zihniyeti törpülemeye gayret etti.
PKK ve terörü ayırarak Kürtlerle ve Güneydoğu'yla bağ kurmaya çalıştı. Alevi kesimle diyaloğu açtı.
"Meyve veren ağaç taşlanır" ,misali
Tüm bu yaptırımları yüzünden Bahçeli bir kısım MHP"liler tarafından istenmeyen adam da ilan edildi.
Herşeye rağmen ,MHP"nin özellikle 22 Temmuz'dan sonra izlediği politikalara Bahçeli sayesinde gerçekleşen bu değişimleri de eklersek , önümüzde ki seçimlerde MHP"nin ,AKP"ye alternatif olmaması için hiç bir neden yok.
Hele bir de Anavatan Partisinin ve Demokrat Parti"nin sağda yarattığı boşluğu da hesaba katarsak
Neden olmasın?,