Mardin dendiğinde aklımıza artık hep yaşanan katliam ,gözü yaşlı kadınlar gelmekte. Fakat Aktuel dergisinin bu hafta ki sayısında Mardin ‘le ilgili okuduğum bir haber kendi kendime “Mardin Türkiye değil mi?” sorusunu sormaya yöneltti.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Hani geçtiğimiz kış “Haydi Gel Bizimle Ol” programının sunucularından Aysun Kayacı “Dağda ki çobanla benim oyum aynı olmamalı” lafı etmiş ortalık ayağa kalkmıştı ya… Bence bu konuyu Kayacı’ya saldırıya geçmeden önce bir kez daha gözden geçirmekte fayda vardı.
Örneğin ben İzmir’de doğmuş, İstanbul’da yaşayan ,üniversite görmüş çağdaş bir Türk kadını olarak sandığa giderken, kime ,neden ,niçin oy vereceğimi bilir,özgür irademle oyumu kullanırım.
Şimdi gelelim Mardin’de yaşayan kadınların durumuna.
Aktuel dergisinin haberine göre , Mardin'in Kızıltepe ilçesine bağlı Gökçe beldesine bir buçuk yıldır Fas'tan 12 kadın gelin gelmiş.Ama kuma olarak.
Hatta bu durum , sadece Türkiye'de değil, ABD'de dahi haberlere konu olmuş. İnternet aracılığı ile tanıştıkları kadınları köylerine getiren ve kuma yapan erkekler Faslı gelinlere oturma izni alabilmek için ilk eşlerini boşayarak kumaya resmi nikâh yapıyorlarmış.
Adamın karısının durumdan rahatsız olduğunu anlayan muhabir "Buna eşin ne diyor?" diye sormuş. "Karım istemiyor, ama isteyecek mecburen, kabul edecek" cevabını almış.
Bunun üzerine muhabir bir bahane yaratarak evin bahçesine çıkmış ve adamın karısı ile sohbet etmiş. Kadıncağız ; "Kocamın evlenmesini istemiyorum, kim istiyor ki! Kimse istemiyor ama kadınları dövüyorlar, zorla getiriyorlar. Ben kabul etmiyorum, kuma getirirse ailemin yanına döneceğim, ondan da boşanmayacağım. Resminin önüne yaz, 'Bunun karısı kumayı kabul etmiyor' diye." başlamış yakınmaya.
Mardin'in Kızıltepe ilçesinin bu fakir beldesine gelen Faslı kadınların çoğu üniversite mezunu ve meslek sahibi imiş. Belediye Başkanı Haluk Çelik ‘in beldede ki internetten "sadece chat leşmek için kullanılması kötü. ABD’den gelen basın mensupları haber değeri olmayan bu durumu gereğinden fazla abarttılar.” Yorumu ise ayrı bir tartışma konusu.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Soru şu ; Faslı kadınları kendilerine eş yapıp oturma izni alarak olaya Törkiş çözüm bulan Mardin’li erkek zihniyeti ile, kocası tarafından nikahlı eş iken kuma durumuna getirilen, hatta direnirse dayak yiyen Mardin’li kadınla, benim oyum arasında var mı ,yok mu?
Dövülen ,sindirilen Mardinli kadın sandıkta kendi özgür iradesini kullanabilir mi? Diyeceksiniz ki oylar gizli kullanılıyor.
Peki Mardin ‘de ya da civar bölgelerde hiçbir şey gizli kalabilir mi ? Ya da kadın gizli saklı yapma bir şey yapma cesareti gösterebilir mi ?
Törkiş çözümler bularak kendimizi kandırmaktan ne zaman vazgeçersek belki o zaman gerçeklerle yüz yüze gelebiliriz.