“ABD istediği için çözüm sürecine girildi” eleştirisi günlerdir dilimize pelesenk oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün geçtiğimiz hafta , dünyanın yeni koşullarının Kürt çözümüne uygun olduğuna dair verdiği demeç ise bu görüşte olanları daha da ayaklandırdı.
Fakat ‘vatan, millet ,sakarya ‘ düşüncesi ile hareket ederek ağır eleştirilerde bulunanların göz ardı ettiği bir gerçek var ki ,o da küresel ekonomik krizle birlikte , bir ülkenin ya da her ülkenin kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeleri artık mümkün değil.
ABD ‘nin her isteğini yerine getiriyor olsaydık 2003 yılında 1Mart Tezkeresi ile ABD askerlerine Irak’ın işgali için Türkiye’den geçiş iznini verirdik. Öyle değil mi?
Ama vermedik…
Doğru mu yaptık , kötü mü yaptık ? Orası hala tartışma konusu olsa da artık olanlar oldu.
Coğrafi gerçekleri göz önüne almaz , komplo teorileri kurmaya devam edersek hiçbir zaman gerçekleri göremez oluruz.
Irak’ın kuzeyinde ki verimli petrol ve gaz yatakları olduğu sürece ABD ,Rusya ,Çin, Japonya ve daha bir çok ülke dünya döndüğü sürece buralara ilgi gösterecektir.
Küresel gelişmenin kaçınılmaz gerçeklerini istemesek de kabul etmek zorundayız.
Demokratik açılım ya da Kürt çözümü konusunda eleştiriler birbirini izlerken oldukça sert demeçler verilmekte.
Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuyu eleştirip, sürece katılmayacaklarını sert bir uslupla açıklamış olsa da yine de konuya kendi açılarından netlik getirmiş oldu.
Henüz görüşleri netleşmemiş bir çok aydın, lider,düşünür önümüzde ki süreçte daha güçlü bir Türkiye için görüşlerini ortaya koyacak ve tartışacaklardır.
Olumlu düşünenler ,olumsuz düşünenler ile çatışacak olsa da eninde sonunda mutlak bir sonuca varılmalıdır. Yoksa Türkiye geçtiğimiz 30 yıl içinde kaybetmiş olduğu evlatlara, zamana, ve mali yüke yenilerini eklemeye devam edecektir.
Unutmayalım ki ,yaşanacak bir hayat ,yaşanacak bir dünya var. Ve bu dünya her geçen gün gelişmekte. Yaşanacak topraklar ise ancak Ay’a, ya da Mars’a yerleşim olursa gelişebilir.Yani dünyanın büyüklüğüne göre topraklarının paylaşımı az çok yapılmış .
Küresel gelişme ise tüm dünyayı sarmış durumda.
Ya bu deveyi güdeceğiz, ya da bu diyardan gideceğiz.
Bilmem anlatabiliyor muyum?