2008 yılının yıldızı kim ne dersin bence Kemal Kılıçdaroğlu. Seçim dönemi dolayısı ile zaman zaman yapmış olduğum kahve toplantılarında, köy gezilerinde vatandaşlarla yaptığım sohbetlerde hep aynı cümleyi duyarım; “Alternatif olmadığından, Baykal’a rağmen oyumu CHP ‘ye vereceğim”
“Baykal’a rağmen” sözü CHP’liler arasında neredeyse klişeleşmiş bir laf haline gelmiştir.
Fakat Baykal neden sevilmez, neden her şeye rağmen devrilemez, bu da bir türlü çözülemeyen bilmece haline gelmiştir. İşin garibi tüm bu istenmemezliğe karşın bugüne kadar Baykal’ın karşısına çıkarabildikleri tek rakip Mustafa Sarıgül olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu peki bugüne kadar nerelerdeydi? Bir anda CHP içinde beyaz atlı prens misali ortaya çıktı. Ne zaman hangi kanalda karşıma çıksa Kılıçdaroğlu’nu büyük bir hayranlıkla izliyorum. Bana biraz da Bülent Ecevit’i hatırlatıyor…
Sakin, güvenilir ,sığınılacak bir liman gibi…
İstanbul Teknik Üniversiteli gençlerin karşısına çıkmak bana kalırsa Melih Gökçek’in karşısına çıkmaktan bile daha zordur. Geçtiğimiz günlerde bir baktım Kanal D’de yayınlanan Genç Bakış programının konuğu bu ufak tefek mütavizi giyimli insan, yani Kemal Kılıçdaroğlu…
Programın sunucusu gazeteci Abbas Güçlü öğrencilere Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmasını isteyip istemediklerini soruyor.Öğrenciler ise soruyu cevaplamak yerine sorunun değiştirilmesini istiyor. Tercih edilen soru şöyle ; Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçmesinin oylanması. Soru bu yönde değişince salonda müthiş bir alkış koptu. Kılıçdaroğlu soru karşısında mahçup olup ve; Ben liderimden memnunum “ yanıtını verdi.
Peki Baykal Kılıçdaroğlun’dan memnun mu? Türlü vaatlerle CHP saflarına geçirilen İlhan Kesici milletvekili olmaktan öteye gidememişken, 2008 yılının yıldızı haline gelen Kılıçdaroğlu’nun gittikçe parlayan yıldızı Baykal’ı acaba rahatsız eder mi, yoksa etmeye başladı mı ?
Baykal Kılıçdaroğlun’dan kurtulmak için mi kendisini İstanbul Belediye Başkanı olması yolunda ikna etmeye çalışıyor?
Kılıçdaroğlu standart, partisiyle uyumlu, parti politikalarını eleştirmeyen , ama halkın nezdinde farklı bir konuma gelmiş bir siyasetçi. 2002 ‘de ki seçimlerde CHP İstanbul Milletvekili sıfatıyla ilk defa TBMM’ne giren Kılıçdaroğlu ,2008’e kadar kamuoyunun pek tanımadığı bir siyaset adamıydı.
Bugün ise elinde ki belgeleriyle ,vurduğu darbelerle AKP’nin korkulu rüyası…
Kılıçdaroğlu Newsweek dergisinde yayınlanan röportajında ailesinin gelişen olaylar karşısında endişe duyduğunu belirtirken şöyle demiş; “ Annem oldukça endişeli. Bu işlere nereden bulaştın,sana ne, bu düzen böyle gelip böyle gidiyor,niye uğraşıyorsun,diyor “
İşte zaten bu kabullenmişlik hali yüzünden Türkiye bu hallere düşmedi mi?
Ne mutlu bize ki analar Kılıçdaroğlu gibileri doğurmuş.Türkiye’de analar kim bilir daha neler neler doğuruyor da, ses çıkartacak ortam ve imkan bulamadıklarından sus pus oturuyorlar.
Bırakın da bari imkan bulanlar hakkımızı arasınlar değil mi?