İNTERNET HABER

Kadına ayrımcılık çoğul değil tekilmiş !


17 Haziran 2009
Sevgİlİ okuyucular daha önceki köşe yazımda AİHM’nin Diyarbakırlı N.Opuz davasında alınan kararın, Türkiye adına her ne kadar utanç verici olsa da, gerçeği yansıttığını, kadınların ülkemizde ayrımcılığa uğradığının da ispatı olduğunu yazmıştım. Hatta bu karar emsal teşkil edeceğinden hemcinsim olan Diyarbakırlı N.Opuz’a verdiği mücadeleden dolayı teşekkür bile ettim.
Fakat gel gelelim her nedense devlet büyüklerimiz konuya farklı açıdan bakarak Türkiye gerçeğini görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.
AİHM’nin aile içi şiddetle ilgili Opuz Türkiye kararından sonra Sayın Başbakan NTV’ye verdiği mülakatta, ‘Tekil bir olayı kalkıp da Türkiye geneline fatura etmek çok ciddi bir yanlış. Bu tekil olayların hepsi kendilerinde var. Sanki Türkiye’nin her yerinde bu tür şeyler oluyormuş gibi bunu değerlendirmek çok yanlış bir şey’ dedi
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Sayın Gürdal Akşit ise ‘Bir tek talihsiz olaya göre değerlendirip ceza öngörmek Türkiye’ye haksızlık. Karar düzeltilmeli’ şeklinde konuştu.
Hadi Başbakanı erkek olduğu için kendisini bir kenara koydum.
Peki Sayın Gürdal Akşit nasıl oluyor da bir kadın olarak bu karara karşı çıkabiliyor, anlayabilmiş değilim. Hele bir de TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı gibi bir ünvan taşırken.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaf ‘da bütün dünyada kadınların dövüldüğünü, bunun bir ‘aile içi mesele’ olduğunu belirtmiş..
Gel de deli çıkma
Yanİ dünyada bütün kadınlar dövülüyor diye, biz de dövülebiliriz.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanımız kadın olmalarına rağmen bizleri korumaz sahip çıkmazlarsa kim çıkacak? Biz derdimizi hangi makama anlatacağız anlayabilmiş değilim.
Cevap ortada; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
Bu arada unutulan bir şey var. Diyarbakırlı N.Opuz davasında kadıncağız defalarca bıçaklanıp, annesi de eski eşi tarafından öldürüldükten sonra ancak eski eş müebbet hapis cezası alıyor.Ardından da sadece 6 yıl hapis yatıyor. Çünkü 2008 yılında “aile onurunu koruma” gerekçesi ile aftan yararlanarak dışarı çıkıyor.
Yani,vay gidene !
Diğer ülkelerde ise bu tür suçların karşılığında son derece ağır cezalar uygulanmakta.
N.OPUZ olayına ; ‘Bir tek talihsiz olaya göre değerlendirip ceza öngörmek Türkiye’ye haksızlık. ‘ ya da ‘aile içi mesele’ diyen yetkili makamlarımıza daha birkaç gün önce yaşan bir başka olayı hatırlatayım;
Türkiye’de Siirt’te erkek arkadaşını ziyarete giden genç kız, yakınlarının saldırısına uğradı. Korkarak, 6. kattan atlayan kız, ağır yaralandı. Başka bir hastaneye sevk edilen genç kız, ambulansa bindirilirken 5 yerinden bıçaklandı. Polis, genç kızın 6’ncı kattan atılmış olabileceği ihtimalini de değerlendiriyor.
Bu kızın suçu erkek arkadaşını görmeye gitmek.
Ama aile içi mesele.
Öyle değil mi?