Siyasette dört mevsimi de yaşayan, tevekkül anıtı, herkesin yardımına koşan, hayır demesini beceremeyen gerçek bir ağabey; İsmet Sezgin…
Aydın Belediye Reisi'yken 27 Mayıs'ı, Gençlik ve Spor Bakanı'yken 12 Mart'ı, Maliye Bakanı'yken 12 Eylül'ü yaşamış, siyasi geçmişimizin kilometre taşı bu ağabeye konuk olmaya var mısınız?
Aslında bu hafta sonu kendisi eşimi ve beni kırmayarak Çeşme’de ki evimize konuk oldu. Ne ben, ne de eşim hiç sesimizi çıkarmadan, sözünü kesmesen bu canlı tarihi konuğumuzu soluksuz dinledik.
Tabi bu arada şekersiz kahvesini , sakızlı lokumunu ikram etmeyi ihmal etmedim. Konumuz hepinizin tahmin edeceği gibi son günlerin trend konusu olan Kürt açımlı idi.
Ve İsmet Sezgin diyor ki;
-“ İşin başından başlamak gerekirse “Kürt açılımı” deyiminin yanlış bir deyim olduğunu söylemeliyim. Sayın Bülent Arınç’ta bunun farkına varmış ki ,”bu bir demokratik açılımdır” diyor.
Her ne ise , ister ‘demokratik’ ister ‘Kürt ‘ açılımı densin , bence bu hareket güneydoğuda ki kaybedilen oylara yapılan bir açılımdır.
Bunu da bir tarafa bırakalım ülkede birliğin barışın birlikteliğin sağlanması için, ulusça el ele vererek bir harekete girişmekte büyük yararlar vardır. Bu konuda dikkat edilecek en önemli nokta ; Devletin tekliğine, ülkenin bütünlüğüne,ulusun birliğine halel gelmemesidir. Ülkesi ve ulusu ile bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti devletinden hiçbir şekil ve surette ödün verilmemesidir.
Konuya, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ile yöre halkına sevgi ,saygı şefkat göstererek yaklaşılmalıdır.
Ulusumuz çeyrek yüzyıldan beri büyük acılar yaşamış çok değerli evlatlarını kaybetmiş ,değerli 25 yılını yitirmiştir.
Devletimiz sorunun çözümü için çok büyük gayretler, çabalar sarf etmiştir. Bu acıların bir an evvel dinmesi , ülkenin ekonomik sosyal yapısına büyük zararlar veren bu hareketlerin sona erdirilmesi için, devlet ve ulusça seferber olmalıyız.
Herkes kendini bu sorunun çözümü için sorumlu görmelidir.
Hükümetimiz bugüne değin bu konuda yapacağını açıklamaktan ısrarla kaçınmaktadır. Ortada bir af söylentileri dolaşıyor. Hükümet bu konuda çok dikkatli olmalı , ulusumuzun özellikle büyük acılar yaşayan binlerce ailesinin duyarlılığına kulak kabartmalıdır.
Unutulmamalı ki , atılacak her yanlış adım yeni olaylara ve yeni yaralara neden olabilir. Hem hükümetimiz ve hem de özellikle DTP, İmralı ipoteğinden kendisini kurtarmalıdır.
Ve mutlaka bir büyük uzlaşı sağlanmalıdır. İktadar, muhalefet , sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve tüm ulus bir uzlaşıya varmalıdır.
Her nasıl oldu ve bu bölücü teröre katıldılar ise, ,yeniden Türk ulusunun onurlu bir vatandaşı olma şerefini kazanması için bu kişilere imkan verilmelidir. Bir suça iştirakı olanların da Türk yargısına güvenmeleri sağlanmalıdır. “