İNTERNET HABER

İmzalanan enerji protokollerinin önemi


20 Ağustos 2009

 

 

Uşak CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu yine çok önemli ve dikkat etmediğimiz bir noktaya değinerek uyarılarda bulunuyor. Yakın zamanda ,Türkiye gündemi hükümetin Kürt açılımı ile meşgul iken  Recep Tayyip Erdoğan -Putin ve Berlusconi arasında  enerji protokolleri imzalandı.

 

  Coşkunoğlu ile yaptığım görüşmede  konu hakkında kendisinden geniş ve oldukça önemli bilgiler edindim. Coşkunoğlu’nun anlattığına före 6 Ağustos 2009 günü Putin ile imzaladığınız protokoller, diğerlerinin yanında, 2 projeyi daha başlama noktasına yaklaştırdı.

 

Birincisi, nükleer santral ihalesidir. 24 Eylül 2008 tarihinde yapılmış olan ihaleye 11 firma davet edildiği halde sadece Rusya’da bir devlet şirketi olan Gazprom’un kontrolündeki Atomstroyexport firmasının başı çektiği konsorsiyum teklif vermiştir. Bir yarışmanın olmadığı ihalede verilen bu tek teklif, hiçbir açıklama yapılmadan, yaklaşık 11 aydır Bakanlar Kurulu’nda bekletilmekteydi.

İkincisi, Samsun-Ceyhan boru hattı. Hükümet bu hattın yapım işinin her aşamasını Bakanlar Kurulu kararı ile ihalesiz bir şekilde, Başbakan’ın damadının genel müdürü olduğu Çalık Holding’e vermişti. Çalık Holding, hattın bitiş noktası olan Ceyhan’da petrol rafinerisi yapmak için de EPDK’dan lisans almıştı. Çalık Holding, ihalesiz aldığı boru hattı lisansını 2006’dan beri elinde tutuyordu; ama, Rusya petrol vermediği ve finansman olmadığı için iş proje aşamasından ileri gitmiyordu.

Bu somut gerçekler ışığında, iki projeye ilişkin Çoşkunoğlu Başbakan Erdoğan’a şu soruları soruyor;

Rus Atomstroyexport firmasının yarışmasız bir ihalede verdiği ve 11 aydır Bakanlar Kurulu’nda bir açıklama yapılmadan bekletilen teklife birden hükümetinizin olumlu bakmasının nedeni, damadınızın genel müdürü olduğu Çalık Holding’in Bakanlar Kurulu kararıyla ihalesiz üstlendiği Samsun-Ceyhan boru hattına Rusya’nın petrol vermeyi kabul etmesi midir? Değilse, nedir?

 

  1. Mersin-Akkuyu'da kurulması planlanan Türkiye'nin ilk nükleer santral inşaatı ve işletimi için açılan ihalede tek teklifi 24 Eylül 2008 tarihinde Atomstroyexport-Inter RAO- Park Teknik konsorsiyumu vermişti. Genel beklenti 8-10 cent/kWsaat civarındayken, Rus devletinin sahibi olduğu Gazprom kontrolündeki Atomstroyexport’ün başı çektiği bu konsorsiyumun verdiği 21.16 cent/kWsaat fiyatın fahiş olduğu bilindiği halde ve 11 firma davet edilmişken sadece bir firma teklif verdiği halde, ihale o zaman neden iptal edilmemiştir veya teklif neden reddedilmemiştir?

 

  1. Hükümet hangi beklentilerle Bakanlar Kurulu’nda teklifi değerlendirmeye almıştır? Hükümetin elinde ne gibi bir pazarlık kozu bulunuyordu?

 

  1. Yaklaşık 11 aydır hükümet bu konuda kamuoyuna neden hiçbir açıklama yapmamıştır?

 

  1. Atomstroyexport daha sonra, ikinci bir zarfta sunduğu teklifle, fiyatı 15.3-13.4 cent/kWsaat aralığa çekmiştir? Bir çırpıda yapılan bu yaklaşık %30 indirimin nedeni nedir?

 

  1. 9 Ağustos 2009 günü yaptığınız açıklamada, teklifteki fiyatın bu kadar yüksek olmasının “ülke riski”nden kaynaklandığını belirttiniz. Fiyatın bu kadar yükselmesine neden olan ülkemizdeki hangi risklerdir?

 

  1. 7 Ağustos 2009 günü yaptığınız açıklamada, “ülke riskimizi” azaltmak için olsa gerek, kamu ortaklığını ve Hazine garantisi içeren bir modelin uygulanabileceğini belirttiniz. İhaleye çıkıldığında bu ek garantilerin sağlanacağı belirtilmiş olsaydı, teklif vermeyen diğer firmalar da ilgilenebilirdi. Neden, hangi beklenti veya açıklanmamış bir “ödül” karşılığı Rus firmasına böyle bir ayrıcalık tanındı?

 

  1. En baştan bu yana olası bazı hukuki sakıncalar içeren bir ihale süreci vardı. Bunların üstüne, hükümetinizin verilecek fiyatın düşmesine neden olacak yeni bazı ayrıcalıklar ortaya atması sonucu, ileride bu ihalenin hukuk dışı olması nedeniyle iptal edilme ihtimali ortaya çıkmıyor mu? Böyle bir iptalin sorumlusu kim olacak? Bu süreci düzgün, şeffaf, adil ve rekabet hukukuna uygun olarak yürütememiş olan hükümetiniz mi yoksa yargı mı?

 

  1. İhale yapıldıktan sonra koşulları daha olumlu kılacak değişik bir model uygulamanız sonucu, ihaleye davet edilip de teklif vermemiş olan firma ve ülkelerden itirazlar ortaya çıkmaz mı? Bu itirazları şimdiden önlemek amacıyla, hükümetiniz herhangi bir firmaya veya bir ülke hükümetine ileriye dönük vaatlerde bulundu mu?

 

  1. 7 Ağustos 2009 tarihinde, yurtdışında 2,000 “nükleerci” olduğunu, bunları yurda davet edeceğinizi ve en az 600 “nükleerci” ile başlayacağınızı ifade ettiniz. Böyle bir girişim nükleer santral olmasa da gerekli değil mi? TAEK’i daha etkin olarak değerlendirmek, atıl duran atom reaktörümüzü çalıştırmak, nükleer tıp konusunda çok gerekli araştırma ve geliştirme projeleri yapmak için neden böyle bir girişim düşünmüyorsunuz?

 

  1. 6 Ağustos 2009 günü Rusya ile imzalanan 20 protokolün ikisi nükleer tesislerle ilgili: “Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanılmasına İlişkin İşbirliği Anlaşması” ve “Nükleer  Kazaların Erken Bildirimi ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimi Anlaşması.”  Bu iki anlaşma ülkemizdeki hangi nükleer tesisi veya tesisleri ilgilendiriyor?