HABERTÜRK

İmralı'nın sinekleri


12 Aralık 2009


DTP'lilerin bahane ederek ortalığı birbirine kattığı Öcalan'ın yeni odasına düzenleme yapılmış. Hem de 7 askerimizin toprağa verildiği gün. Ey, duymayan kalmasın! Abdullah Öcalan'ın, İm-ralı'daki yeni koğuşunun pencerelerine takılan sineklik kaldırılmış. Böylece Öcalan'ın koğuşu ile ilgili ilk şikayeti giderilmiş olmuş. Sıra da diğerleri var. Anlayacağınız siga siga (yavaş yavaş) Öcalan'ın isteklerinin hepsi zamanla tarafımızdan yerine getirilecek.
Yeni koğuşla ilgili eleştirileri değerlendiren Adalet Bakanlığı, sinekliğin, 'böcek ve sinek girmemesi' amacıyla takıldığını, bunun art niyetli bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu görerek, bir güvenlik sorunu yaratmadığından, kaldırılmasına karar verdiğini açıklamış.
Bırakın da birazcık art niyetli olalım...

PAPILLON FİLMİNİ HATIRLAYIN

Yesin bütün sinekler, böcekler bebek katilini. Şu an nasıl kurtlar yemekteyse toprak altında yatan gencecik bedenleri, dünya gözüyle biz de sineklerin Öca-lan'ı yediğini görelim. Ne kadar da düşünüyoruz İmralı'daki katili değil mi? Ya bir de domuz gribi olur da, dünya alem başımıza üşüşürse? Merak etmeyin gelmez ona domuz gribi..
Dünyaca ünlü Papillon (Steve McQueen) filmini seyretmeyen kalmış mıdır içiniz de bilemiyorum. Hatırlarsanız bu film gerçek bir hikayeden esinlenerek çevrilmişti. Öcalan'ın İmralı günleri yavaş yavaş bana bu filmi hatırlatmaya başladı. Çok kısa bir süre sonra Öcalan için de bu tür bir film çevrilir ve gişe hasılat rekorlarına imza atarsa hiç şaşırmayın.
Papillon, onca imkansızlığa rağmen kaçmaya çalışan, bunu yaparken hiç karamsarlığa düşmeyen, esaretin ve kurtuluşun kendi içinde olduğuna inanan Fransız Guyana'sında bir kürek mahkumudur. Bu filmde Dustin Hoffman ve McQueen, hatırlayanlar bilir, kusursuz bir oyun sergilemişlerdi.

BU GİDİŞLE O DA OLUR

Louis Depo (Dustin Hoffman) Papil-lon'un en iyi arkadaşıdır. Ve sürekli birlikte adadan kaçma planları yaparlar. İzlemeyenler için şunu söylemek isterim ki muhteşem bir filmi kaçırmışsınız. Gerçi orada yaşanan olayların ve kişilerin bebek katili Öcalan'ın mahkumiyet sebebi ile hiç alakası yok ama yine de korkarım bu gidişle yakında İmralı adası da böyle bir filme konu olacak. 5 milyon dolar harcanarak kendisine özel bir ada tahsis edilen bebek katili Öcalan gibi bir şahsiyet eğer özel bir hukukla orada yatıyor, 'sinekler yemesin' diye itina ile bakılıyorsa, neden bir filmi de olmasın değil mi?