MehmetAli Ağca’nın eski nişanlısı ünvanını taşıyan Rabia Kazan Licursi , Ağcaile hapishanede mektuplaşarak nişanlanmış, sonra da beklenildiği üzerebu nişan sona ermişti. Rabia Kazan o günlerde ilgimi çektiğinden hakkında çıkan haberleri okur olmuştum.
Nasılbir kadın, Papa’ya suikast düzenleyen ve ömür boyu hapsi istenen biradamla evlenmek ister düşüncesi beni hep rahatsız etmişti. Fakat birsüre sonra Rabia Kazan , nişanın Ağca ile cezaevinde rahatça röportajyapabilmek için uydurulmuş bir hikaye olduğunu açıklayan beyanlarvermişti.
Buna kimileri inandı, kimileri ise benim gibi ikilemde kaldı.
RabiKazan Licursi’nin o dönemde basında çıkmış olan resimlerinihatırlayacak olursanız, bileklerine kadar uzunlukta pardösü giyen türbanlı genç bir bayan hafızanızda canlanacaktır.
Licursi , Tempo dergisinde yayınlanan söyleşisinde yedi yaşında taktığı türbanı çıkarma kararını;
“ Tanrı’nın bana emretmediğini, sırf gösteriş olsun diye sürdürmeyeceğim “sözleri ile açıklıyor. Dergide türban açılımını ispat edercesine başıaçık pozlar veren Licursi , son derece ilginç açıklamalar yapıyor.
Çokküçükken boşanan anne ve babası iki kızlarını aralarında paylaşmışlar.Rabia annesiyle kalırken, babasıyla yaşayan ablası başını hiçörtmemiş.Tarikata mensup olan annesinin gölgesinde büyüyen Rabia ; “Bir tel saç göstermen bin zinaya bedeldir.Çok büyük kaynayan kazanlar da, harlanmış cehennem ateşinde yanarsın” tehdidiyle büyümüş.
Yanimahalle baskısı Rabia henüz 7 yaşında iken başlamış. Küçücük bir kızçocuğu çevresindekilerin bu korku dolu söylemleri karşısında itaatetmenin dışında bir hareket sergileme şansına sizce sahip olabilir mi?
Rabia ; “ Benim için İslam ; namaz, oruç, başörtüsünden oluşan bir dindi. Kadınlar ancak başörtüsüyle Müslüman olur, diye öğretildi.” diyor.
Ne zaman İtalyan sevgilisi ile evlenme kararı almış ,hayatında yeni bir dönem başlamış. Çevresindekilerin, neden başını örttüğü yolunda ki sorularına verdiği yanıtların boşluğu onu yeni bir araştırma içine itmiş.
“ Kuran’dakadınlar saçını örtsün,erkekler örtmesin,diyemez miydi?Ayette ‘örtü’için kullanılan ‘hımar’ kelimesini atlamamak lazım. Hımar,neyin üstüneörtersen onun örtüsüdür.İran gibi bir şeriat ülkesinde bile kadınlarbaşlarının yarısını örtüyorlar.Tesettürüyle birlikte çok iyi Müslümanolan milyonlarca kadını tenzih ediyorum.Ama Arapların geleneğini bizetaktırıp ,kimi kandırıyorlar?” açıklamasını yapan Rabia Kazan Licursi’nin , 10 Kasım günü okuduğum bu söyleşisi beni nasıl memnun etti anlatamam.
Atatürk’üseven ve Mustafa Kemal’in kadınlara verdiği bütün hakları savunan Türkkadınlarının , örnek temsil edebilecek bu söyleşiyi sonuna kadar okumalarını tavsiye ederim.