Pazar akşamları Flah TV "de yayınlanan Verso Araştırma Başkanı Sn. Erhan Göksel"in katılımıyla yayınlanmakta olan tartışma programının yayından kaldırılmasına sessiz sedasız karar verilmiş. Karar verilmiş verilmesine de, kimsenin programın başlayacağı saate kadar bu durumdan haberi yoktu.
Aynı Emin Çölaşan"a ve muhalif bir çok yazara yapıldığı gibi
Programın kaldırılma gerekçesi ise daha ilginç .Flah TV "de programın yayın saatinde şu alt yazı geçmekteydi; " Ülkemizde yaşanan yüksek gerginlik ortamına, yeni iddialar ve polemik konuları ile ilave gerilimler getirilmesinde yarar görülmediği için; çok büyük bir ilgi ile izlenen programın yayından kaldırılmasının doğru olacağı değerlendirilmiştir."
Yani devlet erkanı ülkede "yüksek gerilim" ortamı olduğunun ve çok sevip ,ağızlarından düşürmedikleri istikrarın bozulduğunun farkındalar.
Fakat aklımın bir köşesi hep neden,niçinlerle dolu olduğundan sabah gözümü açar açmaz tekrar Verso Araştırma Şirketinin internet adresine girdim.Ve işte Erhan Göksel"in gerçek gündem yaratacak konu ile ilgili açıklaması ;
Gerçekleri güzel bir gelecek için haykırdığım GERÇEK GELECEK programını, birileri yayından kaldırttı. Belki, işin içinde CHP bile olabilir, baksanıza telekulak meselesini son durumda sulandıran başlıca etmen bizzat Deniz Baykal oldu. Yaşlı bir parti sekreterinin telefonunun açık unutmasını, sanki devletin ayıbı gibi göstermeye kalktı.
Devletin ne yaptığı değil, siyasilerin ne yaptığı ve devlete ne yaptırdığı önemlidir. Devletin direksiyonunda siyasiler, Başbakan vardır. Deniz Baykal, CHP genel Sekreteri Önder Sav"ın geçen hafta Peygamberimiz Hz. Muhammed"e ve dinimize yaptığı kabul edilemez açıklamanın kamuoyuna yansıması üzerine, Sayın Sav"ın unutkanlığından prim yapmaya kalktı ve bu olayı da örtbas etmek ve gündemi değiştirmek için çaba harcayarak; benim, asıl Başbakan tarafından üstü örtülmeye çalışılan Anayasa Mahkemesi"nin Başkan Yardımcısı Osman Paksüt"ün dinlenmesi olayıyla ilgili iddiaları dillendirmemin de üstü bu vesileyle örtüldü. Yayının kaldırılması konusunda baskıların, benim Cuma günü (30 Mayıs) basın toplantımın ve Başbakan hakkında görevi ihmal ve kötüye kullanmaktan Ankara Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusu yapmama denk gelmesi de tesadüf olmasa gerek.