İNTERNET HABER

Eğitime politika karıştırmayın !


13 Haziran 2009




32 ilde uygulanacak 5 yaş grubunu kapsayacak proje  çocukların okullaşma oranlarının yükseltilmesini amaçladığından  4 yıl içinde Türkiye’de zorunlu olacakmış...

Evet ,haber bu…

İlk okuduğumda kendi kendime “ Eyvah ,ilköğretim,ortaöğretim derken çocuklar üniversiteyi bitirene kadar torun torbaya karışma yaşları neredeyse gelmiş olacak” şeklinde düşündüm.Ama sonra ilave edilen bir yılın anasınıfı kapsamında olduğunu öğrenince rahatladım.

Çünkü hem  ilk öğretimin 8 yıl olması hem de ardından liselerin 4 yıl olması , benim oğlumun yaş grubuna denk geldiğinden ,çocuklar bu yıl üniversite sınavına girecekken,bir de hazırlık sınıfı okuduklarından dolayı  ancak 2 yıl sonra sınava girebilecekler. Tahmin edebileceğiniz gibi yaşı 17. Sık sık değişen yönetmelikler yüzünden ancak 19 yaşında üniversite sınavına girebilecek. Hayat mücadelesine ise bu durumda askerliğini de eklersek  ancak 25 yaşında başlayabilecek. Yani hayatının çeyrek yüzyılı kafadan okul sıralarında gitti.

Şimdi de 5 yaş grubunu kapsayacak olan bu proje yürürlüğe giriyor. 2009 yılı programında okul öncesi eğitim konusunda şu değerlendirmeye yer verilmiş;

“Ailelerin sosyo-ekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli bir katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerinde başarıya etkisinin olumlu olduğu bilinen okul öncesi eğitimin bir bakım hizmeti olarak algılanması gibi yanlış kabullerin giderilmesi ve bu eğitime ilişkin farkındalığın artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır.”

Yani bu proje  aileye hizmet politikası değilmiş. Ya neymiş?   Benim bildiğim  maddi durumu iyi olan aileler çocuklarını ana sınıfına gönderebiliyor, olmayanlar ise gönderemiyor. Yani aslına bakarsanız ortada haksız rekabet durumu söz konusu idi . Bu nedenle 5 yaş grubunu kapsayan projeye karşı değilim.

DPT’nin verilerine göre, 2008 yılında, okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 29.9’a yükselmiş. Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ise bu yıl itibariyle oranın yüzde 33’e çıktığını söylerken ; “ Türkiye’de Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda ise yüzde 50’ye ulaşılması hedeflendi. Ancak Türkiye’de bu orana henüz ulaşılamadı. Türkiye’de 5-6 yaş grubundaki çocuklardan 517 bin 687’sine okul öncesi eğitim imkanı sağlanmasına karşılık, 809 bin çocuk bu imkandan yararlanamıyor.” açıklaması yapıyor.

Sayın Çubukçu’nun açıklamasından da anlaşılacağı gibi  her ne kadar aksini savunsalar da bunun adı bal gibi de “ aileye hizmet politikası “. Ama her nedense ” 809 bin çocuk haksız rekabete uğruyor” şeklinde açıklayacaklarına , okullaşma oranından bahsediyorlar. İşte benim karşı olduğum nokta burada başlıyor. Ne yazı ki ,eğitim sistemi  politikaya alet edildiğinden,çocuklarımız deneme tahtasına döndüler.

İktidar partisi göreve geldiğinden beri ,kendi çocuğumdan örnek verecek olursam tam 3 defa eğitim sistemi değişikliği yaşadık. Şimdi sırada üniversiteye giriş sisteminde ki değişiklikler var.

Yetişmekte olan gençlerimizden umut beklerken ,her geçen gün biraz daha karmaşık hale getirdiğimiz eğitim sistemi değişiklikleri yüzünden,  onları eğitimden uzaklaştırdığımızın ya da bıktırdığımızın ne kadar farkındayız acaba?