|
DSP ‘DE KILIÇLAR ÇEKİLDİ…
DSP Parti Meclisi'nde (PM) pazar günü konuşan Zeki Sezer, seçimlerde 'nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdikleri gerekçesiyle "tedbirli ihraç" istemiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilen milletvekilleri Ahmet Tan, Recai Birgün, Tayfun İçli, Mücahit Pehlivan ve Emrehan Halıcı'nın arkadaşları olduğunu; ancak böyle bir nin yaşanmasından üzüntü duyduğunu söyledi.
Konuşmasında partinin olağanüstü kurultaya gitme taraftarı olduğunu aktaran Sezer, DSP'nin Ecevit'sizleştirilmesinden söz edildiğini ,ancak buna hiçbirinin gücünün yetmeyeceğini, partinin 'in mirası olduğunun altını çizdi.
Buraya kadar her şey tamam da, neden 5 milletvekilinin olağanüstü kongrede genel başkan adayı olmalarına engel olunmaya çalışılıyor , işte orada aklım karışıyor.
Dün sizlere Tayfun İçli’nin haklı isyanını ve dile getirdiklerini aktarmış, “tedbirli ihraç” kararı alınmasının adaylıklarına engel olduğunu açıklamıştım.
Ben sizlere bu satırları yazarken Tayfun İçli ve arkadaşları sözlü savunma haklarını kullanma mücadelesine gireceklerdi.
Dün sizlere Tayfun İçli’nin Zeki Sezer’in Genel Başkanlığı döneminde ki Genel Sekreterlik görevine 1,5 yıl dayanabildiğini yazmış ,istifa gerekçelerine daha sonra değineceğimi belirtmiştim. Bugün sizlerle Sayın İçli’nin 18 Şubat 2006 tarihli istifa mektubundan alıntı yaptığım bir bölümü paylaşmak istiyorum;
“Ülkemizin 3 Kasım erken seçimine neden götürüldüğü, neyin amaçlandığı artık anlaşılmaya başlanmıştır.
Böylesi ağır iç ve dış saldırılar ile çözümü ertelenen kimi sorunlar; parti yönetiminin ve genel anlamda parti örgütünün halkla, parti tabanı ile ilişiğini büyük ölçüde kesmiştir.
Dünya ve Türkiye çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Halkın birikmiş çok ciddi sorunları bulunduğu gibi halkın bu değişime paralel yeni gereksinmeleri de bulunmaktadır. Bizler düzeni değiştirmek iddiasındaysak, Atatürk devrimciliği iddiasındaysak; toplumda yeni gereksinmelerin bilincini uyandırabilmek ve belli amaçlara doğru halkın gücünü halkın kendi istenciyle harekete geçirebilmek için yöntemler bulmalıyız.
Mevcut sorunların giderilmesi için yöntem üretmek yerine miras yer gibi mevcuda dayalı, israfa yönelik ve demokratik sol kültürle bağdaşmayan, kimi sağ partilerin izlediği bir yöntemi benimsemek kabul edilemeyeceği gibi, eğitimli partililerin zevkle yapabileceği kimi görevler ücretli elemanlara devredilemez.
Bu ve benzeri sorunların giderilmesi ertelenemez bir gereklilik halini almıştır.
Böylesi ideolojik ve felsefi yaklaşımı bulunan, dürüst ve deneyimli
kadroları olan ve güçlü, temiz bir mirası devralan Demokratik Solcuların yaşadığımız bu sorunları aşabilecek güce sahip olduğuna inandığımdan, istifa kararımın bir sorgulama ve çözüm bulma sürecinin yolunu açacağına inanıyorum.”
Tayfun İçli’nin 2006 yılında yazmış olduğu 9 sayfalık istifa mektubunun sizlerle paylaştığım bölümü sanırım günümüz DSP’sinin bugünkü durumuna ayna tutuyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu göz önüne alarak sağ duyulu davranmış olan 5 milletvekilinin en azından “tedbir “ kararlarının kaldırılarak aday olma hakları mutlaka geri verilmelidir.
Yoksa “korku dağları mı bekliyor?” sorusu kulaktan kulağa yayılmaya devam edecektir.