Geçtiğimiz günlerde Coşkunoğlu Uşak"ta yaşadığı bazı gözlemleri benimle paylaşmak istedi. Coşkunoğlu "nun kalemiyle ben de sizlere aktarıyorum,değerlendirmesini daha sonra isterseniz hep birlikte yapalım.İşte Coşkunoğlu"nun kalemiyle yaşadıkları;
Ekte iki konuda iki açıklamam var. Birincisi, geçtiğimiz Cumartesi Ekonomiden Sorumlu Bakan Mehmet Şimşek'e, Uşak ziyareti nedeniyle yazdığım açık mektup. Mektubu Uşak'taki tüm iş dünyası ile paylaştım. Bakan geldi, bana sürekli yakınan iş dünyası
temsilcilerine "nasılsınız?" diye sordu, "iyiyiz" dediler, arkasından uzun
ve ben hariç hemen herkesi uyutan bir konferans verdi (ben uyuyamazdım,
dikkatle not alıyordum, akşam 21'de yerel TV'de bir bir yanıt verecektim
konuşmasına), oradan çıktı yandaki salonda AKP milletvekilleri (ve galiba iş
dünyasından bazı kişilerle) bowling oynadı ve ayrıldı Uşak'tan.
Konferansında benim kendisine bir gün önceden ulaştırdığım mektubumdaki
soruların hiçbirine değinmedi. Sonunda da pek soru sorulmadı. Bana sürekli
"ekonomi, ekonomi" diyen iş dünyasının da (ki kendileriyle aram çok iyidir)
"vekili" olarak sorduğum sorular hakkında bana "ne güzel sormuşsunuz, dolu
dolu sorular" diyenlerden orada çıt çıkmadı. Kimse bastırmadı.
Bu durumda, işin açıkçası, ben de bakanın yerinde olsam, bir muhalefet
milletvekilinin sorduğu soruları umursamazdım.
Niye kimse bastırmadı? Yanıtı herkes biliyor: "Yarın işim düşer bakana,
hükümete, aman kırmayayım" endişesi! İşte bu da "özel" girişimcimizin
durumu. Bunun adına da demokrasi deniyor, piyasa ekonomisi deniyor.
İkincisi, 3 yıldır gündemde olan ama meclis tatile girmeden son gece yarısı
alelacele ele alınan, koskoca 83 maddelik Elektronik Haberleşme Yasası'nın
(ben de 3 senedir her gündeme geldiğinde yoğun olarak ilgilendim bu
tasarıyla ve görüşülürken de CHP sözcüsüydüm) cumhurbaşkanı tarafından veto
edilmesi. Gül'ün veto gerekçesi haklı. Yasa bazı hatalarla çıktı. Bunu bakan
Binali Yıldırım ve ben de biliyordum. Zaten meclisteki konuşmamda da "yakın
bir gelecekte değişiklik yapılacak bir tasarıyı yasalaştırıyoruz" şeklinde
ifade de ettim.
Şimdiye kadar teknik konu ve hatalarda pek de titiz olmayan, "zamanla
değiştirilip düzeltilir" anlayışıyla onaylayan Gül acaba neden bu sefer
titizlendi? Üstelik, bu yasa olmadan Telekom Kurumu personeli 22 Temmuz
2008'den itibaren hukuken havada kalacak olmasına rağmen, telekom sektöründe
beklenen acil bazı uygulamaların aksayacağına rağmen, neden yasayı veto
etti?
Osman Coşkunoğlu