29 Mart’ta ülkemizde yerel seçimler yapılacak. Tüm siyasi partilerimiz belediye başkanı, belediye ve il genel meclisi üyelerini belirlediler ve yoğun bir çalışma temposu içine girdiler. Konjonktürel açıdan baktığımızda iktidar partisi AKP bu seçime ciddi sorunlarla giriyor.
Ekonomik bunalım başta tekstil olmak üzere ihracatın motor gücü tüm reel sektörlerde daralmaya yol açtı. Başta otomotiv sektörü ve bağlı yan sektörlerdeki bir çok fabrika üretime ara verdi. Çok sayıda işten çıkarmalar yaşanıyor. Küçük esnaf ise dükkanını kapatıyor. Kapatmayan ise durumu ar-namus meselesi yaptığı için, ya da çaresizlikten kepengi açık tutmaya çalışıyor.
AKP iktidarı döneminde tarımda iş bırakan insan sayısı 2.350.000 kişi. Tüm çiftçilerin arazileri bankalara ipotekli ve ödeme güçleri de imkansız. Girdi maliyetleri bir yılda ortalama %30 zamlanmış. Ürün fiyatları 5 yıl önceki değerinde seyrediyor. Türkiye ilk kez geçtiğimiz yıl tarımda da cari açık verdi.
Tüm sanayici ve iş adamı örgütleri, işçi ve memur sendikaları krizle ilgili ciddi önlemler alınması gerektiğini söylüyorlar. Ancak Başbakan, ‘Hamdolsun bize bir şey olmaz, kriz bizi teğet geçer’ diyor. Kendisini eleştirene de sert çıkıyor. Terör ve dış politika konularında da ciddi sorunlar yaşıyoruz.
Tüm bu tespitlerimiz ışığında CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ile durum değerlendirmesi yaptık. Selçuk Ayhan gerek İzmir, gerekse Türkiye adına görüşlerini şöyle dile getiriyor;
CHP İzmir’de çok rahat
“GEÇMİŞ seçimlerdeki deneyimlere bakarsak iktidar partisi AKP’nin yerel seçimlerden ciddi bir yenilgi ile çıkması gerektiğini gösteriyor. Ancak merkez sağdaki siyasi partilerin toparlanamaması, başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, Kuzey Irak’ taki Barzani, Talabani ikilisinin AKP’ye açık destekleri, medyanın baskı altına alınıp sindirilmeye çalışılması, AKP döneminde güçlendirilen yeşil sermaye ve devlet olanaklarının yoksullaştırılan halka ‘seçim rüşveti’ diye tanımlanır biçimde dağıtılması, bu seçimlerde bir AKP hezimetini zora sokacak faktörler olarak öne çıkıyor.
Bu noktada ana muhalefet partisi CHP’nin, muhalefetteki MHP’nin, yeni ve vizyon sahibi genel başkanıyla Saadet Partisi’nin, kendini toparlamaya çalışan Demokrat Parti’nin yapacağı çalışmalar ve gösterecekleri performans çok önemli.
Ankara’da Melih Gökçek hem seçmende, hem de AKP içinde kredi zafiyeti yaşar konumda. Burada MHP’nin genel seçimlerdeki oylarını tutması, geçmişin başarılı başkanı Murat Karayalçın’a seçimi kazandırabilir. İstanbul’da iktidar kanadının yolsuzluklarını gündeme getirerek ciddi bir sempati toplayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP oylarını artırmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak aradaki %10 luk oy farkının kapanması biraz da oy kullanmayan seçmenlerin sandığa gitmesi ve diğer partilerin alacağı oylara da bağlı. Özellikle Saadet Partisi adayı Mehmet Bekaroğlu’ nun seçmende kazandığı sempatinin ne kadar etkili olacağını seçim günü göreceğiz.
İzmir ise CHP’nin en rahat seçim kazanacağı il olarak görünüyor. CHP adayı ve mevcut belediye başkanı Aziz Kocaoğlu, çalışkanlığı, dürüstlüğü, cana yakınlığı yanında hiç kredi almadan, İzmir B.Ş.Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla yaptığı yatırımlar ile halkın gönlünde taht kurdu. Bu arada devlete de önemli ölçüde borç ödedi.”
Halkımız mazoşist mi ki?...
YEREL seçimler konusunda da uzun uzun görüştüğüm Selçuk Ayhan, yerel seçimde AKP’li adaylara verilecek oyların, AKP’nin yokluk, yoksulluk ve yolsuzluktan oluşan 6 yıllık iktidarına güvenoyu vermek anlamına geleceğini, halkın bunun bilincinde olduğunu, AKP li başkanların yönettiği Kemalpaşa, Aliağa, Ödemiş ilçelerini bile kazanacaklarını söyledi.
Şu ana kadar Kemalpaşa, Beydağ, Ödemiş, Torbalı, Dikili, Aliağa ilçelerinde çalışma yaptığını söyleyen Ayhan, Küçük Menderes havzasında süt üreticilerinin, sağımdaki hayvanlarının yarısını kesime gönderdiğini, darı ve süt pirimlerinin gecikmeli olarak ve kesintili ödendiğini, 5 yıldır kestane ağaçlarının hastalıkla boğuştuğunu, ilgisizlik nedeniyle çözüm üretilmediği gibi, şimdi de Çin kestanesinin pazarı işgal ettiğini, Aliağa’da fabrikaların kapanıp, insanların işsiz kaldığını, turistik belde Dikili’de ise nüfusun yarısının işsiz olduğunu söyleyerek, “Halkımız mazoşist mi ki bu iktidardan hesap sormasın?” dedi.
Gerçekten de İzmir CHP açısından daha net görünüyor. Bekleyip göreceğiz. Seçmene söyleyeceğimiz, ‘Kaderinizi belirlemek için mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu kullanın’ demekten öte bir şey olamaz.
Tabi bu kadar negatif giden olaylar üzerine Sayın Ayhan’ın dediği gibi “AKP’ye oy verecek kadar mazoşit misiniz?” sorusu da önem kazanıyor.